Yalnız Gezerin Düşleri



Yoluma blogsözlüğün son seçkisiyle devam ediyorum. 

J.J. Rousseau'nun Yalnız Gezerin Düşleri sözlük tarafından okumaya layık görülmesine rağmen meristokrasi arşivinde vasatlar kategorisinde yerini alıyor. Bu ilginçlik biraz kafa karıştırsa da konu eninde sonunda zevkler ve renkler meselesine geliyor.  Her neyse...

J.J. Rousseau bu deneme kitabında büyük oranda gençliğin tabiriyle birilerine diss atmış yani ağır eleştiri içeren cevaplar vermiş. Önce yazdıkları kitapları basılmadan önce kendisine okutmak isteyenlerden dert yanmış. Sonra kendi yazdıklarını ölümünden sonra sanki Rousseau'nun basılmamış eseriymiş gibi piyasaya süreceklerden hayıflanmış. İlerledikçe mutluluğu kendi içinde, yalnızlığında ve doğada bulduğunu anlatmış. İnsanlığın öğrenmek için değil öğrendiğini göstermek için çabaladığı gibi dahiyane bir tespitte koymuş ortaya...

herkes, bilmek değil de bildiğini göstermek kaygısına düşer ve ormanların ortası bile, kendini beğendirmek isteyenlerin beceri ve yetenek sahnesi durumunu alır.

Sayfalar ilerledikçe mutlak doğru olmanın gerekliliği, doğru olmada kar zarar ilişkisi gibi pozitif insan özelliklerini irdelemiş. Sonra çevirmiş madalyonu yalan, yalanın gerekliliği ve yalan ile uydurma arasındaki farkı irdeleyen görüşlerini paylaşmış...



Dikkatli ve dingin kafayla okunduğunda zihin besleyici bir kitap. 
Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

2 yorum: