Kahve Soğumadan Önce


Geride kalanlarla hasret giderme, tarihe yön veren hayatları görme ya da tarihin seyrini değiştirme şansını yakalama. Sebebi ne olursa olsun insanoğlunun en büyük hayali zaman yolculuğu...

Tiyatro oyunlarıyla bilinen Japon yazar Toshikazu Kawaguchi ilk romanında bu konuyu daha kısıtlı şartlarda irdelemiş. Tokyo'nun ara sokaklarında az bilinen bir kafede ikram edilen kahve soğuyana kadar geçmişe gidebilseydiniz neler yapabilirdiniz sorusuna cevap aramış. Muhtemelen tiyatro oyununa çevrime düşüncesiyle seyahat şartlarını oldukça zorlamış. Geçmişe gittiğinde yapacaklarının geri döndüğünde hiç bir etkisinin olmadığını bilerek, sadece o kafede bulunan bir koltuğa oturma şansı yakaladığında, daha önce o kafede buluştuğun biriyle ve yine o kafenin geçmişine gidebilirsin.

Hikayelerde geçmişe giden kahramanların pişmanlıklarından kurtulma, kendini affettirme, anlam veremediklerini anlama çabasıyla seyahate çıktığını görüyoruz. Yazar daha ilk hikayenin sonunda güzel bir öneride bulunuyor. 

Bu güne faydasını olmadığını bilerek büyük mücadeleler sonunda geçmişe gitmektense, hiç zorlanmadan bu güne değer vererek geleceğini güzelleştirmek daha mantıklı değil mi? (Seyirciler hep birlikte ayağa kalkarak alkışlamaya başlar)

Geride kalanlarla hasret giderme, tarihe yön veren hayatları görme ya da tarihin seyrini değiştirme şansını yakalama. Sebebi ne olursa olsun...

Nerede Kalmıştık ?


Deprem bölgesi görevi, seçim yoğunluğu, sağlık sorunları derken dalından düşen yaprak misali savrulup duruyorum bu aralar. Gündemin de etkisi var bunda. Distopya romanı tavrından gram taviz vermedi. Deprem sonrası yapılan seçimden anlaşılacağı üzere üzere tam ortadan yarıldık. Üstüne bir de depremin yaraları sarılamadan sel felaketiyle uğraşmaya başladık. Biz bunları zaten kanıksadık da kafayı kaldırıp bakınca dünyada da acayip şeylerin olmaya başladığını gördük. 

Mesela NASA geçenlerde video paylaşımlı açıklama yaparak ufoların varlığını kabul etmiş ama çok net bir açıklama yapamamış. Zorunlu aşılardan olan hatta bir ara bu aşıyı yaptırmayanların AB ülkelerine alınmayacağı haberleri paylaşılan BionTech'e de dava açılmış. Aşı karşıtlığıyla bilinen davacının avukatı covid19 aşısının kalıcı yan etkileri olduğu iddiasındaymış. Bir de yapay zeka konusu var ki aldı başını gidiyor. Sanal müşteri hizmetleri mi dersin, googlenin yerini alacağı düşünülen ChatCPT türü yazılımlar mı, yoksa Isaac Asimov romanından çıkmış gibi duran insansı robotlar mı? Hatta 2070 lerde robotik insanlara evrileceğimiz iddiaları da görünür olmaya başlamış...

Çıkardığım sonuç; gündemin içine fazlasıyla girmek ya da habere maruz bırakılmak hayatı boktanlaştırıyor. Böyle anlarda kendi kabuğuna çekilmenin, kitap okumanın ve blog yazmanın inanılmaz rahatlatıcı etkisi özleniyor. Kitap bir şekilde okunuyor da bloga koşarken araya giren zaman oldukça zorluyor. Yabancılaştığın sayfana bir şekilde tekrar ısınman gerekiyor. Bunun için de biraz yalnızlık ve biraz da dinginlik aranıyor. 

Deprem bölgesi görevi, seçim yoğunluğu, sağlık sorunları derken dalından düşen yaprak misali savrulup duruyorum bu aralar. Gündemin de etkis...