Dervişin Teselli Koleksiyonu



Bakmayın zaman ilerlerken ortaya çıkan teknolojik gelişmelere. İnsanoğlunun başından geçen olayların yarattığı tahribatlar neredeyse aynı. Nerden mi anlıyoruz? Belki yüz yıl önce yaşamış, adı sanı bilinmeyen birinin hatıratlarını okuduğumuzda görüyoruz benzer duyguları yaşadığımızı. Bazen de bir dünya klasiğini okurken anlıyoruz içinde bulunduğumuz durumu. Aynı duyguları yaşan insanları gördükçe, içten içe sevinirken acaba antidepresansız ve psikologsuz nasıl başa çıktılarını düşünmeden edemiyoruz.

Dervişin Teselli Koleksiyonu, Doğu'dan Batı'dan 99 Teselli alt başlığıyla ilaçsız teselliler öneriyor. İnsanın başına gelebilecek musibetlere nasıl dayanabileceği, nasıl değerlendirmesi gerektiği üzerinde tavsiyelerde bulunuyor. Genel tavsiyeler ayet ve hadisler üzerinden ilerlese de ünlü düşünürlerin benzer çıkarımlarına da sıklıkla yer veriyor.

Yazar bir yerde -aydınlanmamı sağlayan- kendinize dışardan bakmayı öğrenmelisiniz tavsiyesinde bulunuyor. Öyle ya, olayların içine fazla giren birinin tüm detayları görmesi mümkün olamıyor. Eksik kalan parçalar da onun doğru kararlar vermesini engelliyor. Oysa başkasının yaşadığı zorluklara dışarıdan bakan biri "ben olsaydım..." çıkarımıyla ne de güzel tercihlerde bulunuyor.

Beni etkileyen diğer tavsiyesinde de başınıza gelen musibetlere üzülmeyin diyor. Tüm günleriniz rutin geçseydi ne sıkıcı bir hayatınız olurdu. Hayatlarının sorunsuz geçmesi için mücadele eden insanların, özlem duydukları heyecanı başkalarının hayatını anlatan filmlerde aramaları ne kadar da manidar. Öyleyse kendi rolünüzün sonuna geldiğinizde nasıl bir film görmek isterdiniz sorusunun cevabını arayın. Yaşadığınız sorunlardan korkmayın ve hayatınızı yaşayın tesellisinde bulunuyor.

Okuduğunuza değecek güzel kitaplardan...

Bakmayın zaman ilerlerken ortaya çıkan teknolojik gelişmelere. İnsanoğlunun başından geçen olayların yarattığı tahribatlar neredeyse aynı. N...

Olmadı Baştan Alalım


Bazen hayatın zorlaması, bazen de gönüllü tercihlerimizle bu günümüzü var ediyoruz. Yeni yollar, yeni arkadaşlıklar hatta yeni hayatlar kurarak günümüzü şekillendiriyoruz. Peki ama farklı tercihlerimiz olsaydı nasıl bir hayat yaşardık sorusu sizin de aklınızın ucundan geçmiyor mu?

Jemma Forte, beklentilerini karşılamayan Türk okurlarınca yerden yere vurulan romanında bu konuyu ele alıyor. Olmadı Baştan Alalım romanının başında kahramanımız Jeniffer'e trafik kazası geçirterek onu hastane odasına hapsediyor. Sonrasında aldığı ilaçların da etkisiyle kahramanımız hayal aleminde hayatına giren eski sevgililerini tercih etseydi nasıl olurdu sorusunun cevabını yaşıyor. Hovarda sevgiliyse aşk dolu sefil hayatı, iş düşkünü sevgilisiyle yüksek sosyete içindeki duygusuz hayatı...

Yazarımız bilim kurgu konusunu ilaç etkisiyle hayal alemine taşıyarak gençlik romanına büründürmüş. Üç sevgiliyle de yaşamanın tadına varmış. 

Bazen hayatın zorlaması, bazen de gönüllü tercihlerimizle bu günümüzü var ediyoruz. Yeni yollar, yeni arkadaşlıklar hatta yeni hayatlar kura...

Hata Neredeydi



Bir zamanların her konuda kendini ispatlamış İslam coğrafyasının kadim medeniyetleri nasıl olmuştu da takipçi durumuna düşmüştü? Tarihçi yazar Bernard Lewis Doğunun 300 yıldır cevabını aradığı soru alt başlığıyla Hata Neredeydi kitabında bu konuyu irdeliyor.  

Yazarın tespitlerine göre, bir zamanlar ilim Çin de de olsa gidip alınız anlayışındaki İslam dünyası keşifleriyle insanlığı aydınlatırken Hristiyan dünyası cadı avlarıyla, engizisyon mahkemeleriyle gelişime direniyor hatta dünya yuvarlak dediği için Galileo'yu idam ediyordu. Zaman ilerledikçe İslam dünyasında da akıl almaz olaylar görülür oldu. Her yeni keşif karşısında aşılması güç dirençlerle karşılaşmaya başladı. Her yeni icadın kendisini işsiz bırakacağından korkanlar güçlü lobiler etrafında toplandı. Şeytan icadı kavramını kendilerine siper etti. Sırf bu nedenle İbrahim Müteferrika'nın matbaası 300 yıl geç geldi. Hristiyan batı dünyası ise Rönesans ve reform hareketlerine çoktan sarılmıştı. İslam dünyası atık lokomotif olma özelliğini kaybederek vagona dönüşmüştü...

Kendine dışarıdan bakmayı başaramayan insan ve toplumların gerçeği görmesi mümkün değildir. Bu açıdan yazarın tespitleri ve kitabın sonlarına doğru verdiği tavsiyeler kayda değer.

Bir zamanların her konuda kendini ispatlamış İslam coğrafyasının kadim medeniyetleri nasıl olmuştu da takipçi durumuna düşmüştü? Tarihçi yaz...