Bu Aralar Bilim Kurgu ile Bozduk Kafayı - Sense8


Tamam, kabul ediyorum abarttım bu aralar. Öyle ki iş yerinde filan da dilime vuruyor bilim kurgusal şeyler. Sonra acayip acayip imalı bakışları çekmek zorunda kalıyorum. Ama olsun, sizler beni anlıyorsunuz.

Geçen ay Asimov'un Vakıf serisine başlıyorum diye de dünya aleme duyurdum. Ha yazmamış olsam yanlış anladınız der geçiştirirdim, aralara serpiştirerek okurdum. Hem böylece sarsıcı etkisini yumuşatmış olurdum. Bir de yetmemiş gibi oowww bu da bilim kurguymuş deyip Sense8 e başladım. Oh ne güzel... Labirentin içinde kafayı yemiş gibi oldum. Aman rica ediyorum bir süre bilim kurgu filan tavsiye etmeyin bana. Komedi olur, komedi olur sonra bir daha komedi olursa tavsiyeniz accayip makbule geçer. Neyse konumuz bu değil. Konumuz efsane diziler listesinde kendine yer bulan Sense8.

Nasıl şeyler izliyoruz?

Sense8, 2015 yılı Amerikan yapımı, bilim kurgu - drama tarzında bir netflix dizisi. Özel bölümler hariç yaklaşık birer saatlik ve toplamda yirmidört bölümden oluşuyor. Diziyi asıl özel kılansa Matrix'in yapımcıları Wachowski Kardeşler’in imzasını taşıyor olması. Yani o tarihlerde matrix'in bıraktığı etkiyi bırakarak dizi sektöründe çığır açacağı iddiasıyla ortaya çıkması... Aslında iki sezon güzel giden dizi ne hikmetse 3. sezon onayını alamayarak iki buçuk saatlik final bölümüyle veda etmiş.


Dizide dünyanın 8 farklı bölgesinde yaşayan 8 kişiyle tanışıyoruz. Hemen hepsi kendi işinde gücünde olan, kendi hayallerinin peşinde koşan insanlar. Ancak bir süre sonra farklı duygu durumlarında birden tanımadıkları insanlarla karşılaştıklarını, bazen onlardan yardım alırken bazen de ona yardım edebildiklerini fark ediyorlar. Bir nevi telepatik iletişim yani. Biz bu telepatik iletişimle maceradan maceraya koşarken farklı kültürleri de tanıyoruz. İngiltere, Seoul, Mumbai, Nairobi, Berlin, Mexico City, San Francisco ve Chicago'yu gezerken Meksikalı bir pembe dizi yıldızı, İzlandalı bir parti kızı, Alman bir hırsız, Koreli bir iş kadını, Afrikalı bir otobüs şoförü, transseksüel bir Amerikalı bloggerin hayatlarına konuk oluyoruz. 


İlerleyen bölümlerde bu telepatik iletişimin sadece 8 arkadaşımızda olmadığını, buna benzer bir sürü küme olduğunu ve iyilerle kötülerin mücadele halinde olduklarını öğreniyoruz. Mücadeledeki heyecan iyi güzel de özellikle ikinci sezonun ortalarına doğru her bölüm kendini tekrar eder hissi uyandırıyor. Konu bir türlü ilerlemiyor. Hatta Arka Sokaklar'a dönüşüveriyor. 


İzlemeyi düşünüyorsanız dizinin çok cesur olduğunu söylemeliyim. Zaten jenerik kısmında LGBT'ye selam göndererek bu konuda sınır tanımayacağı mesajını veriyor. Sadece LGBT de değil, cinsellik konusunda neredeyse tüm tabuları yıkan bir tarzı var. Evet, sık sık karşımıza çıkarak bizleri ana konudan uzaklaştırmıyor ama geldi mi tam geliyor. 

Ben izlemenizi tavsiye ediyorum ama uyarılarımı dikkate alarak... Sonra vay beni rezil ettin, çok mahcup oldum demeyiniz.

Kendinize iyi bakın...
Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

16 yorum:

  1. Şu aralar aileyle izlenecek diziler arıyorum. Bu dizi bize uymaz gibi.

    YanıtlaSil
  2. Bilim kurguya devam desenize...

    YanıtlaSil
  3. Beğenerek izlemiştim bu diziyi, bazen kendini tekrarlamasına katılıyorum yine de :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dizi, izlenmeli hatta mutlaka izlenmeli :)

      Sil
  4. Çok severek izledim bende. İlk bölümünde azıcık canım sıkılmıştı. Sonrasına bayıldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsan çok erken final yaptıklarını düşünüyorum. Konu güzeldi ve dünyanın 8 farklı bölgesini tanıtıyordu. Ayrıca farklı kümelerdekilerle her yeri gezdirebilirlerdi.

      Sil
  5. Netflix'de rastlıyorum ama pek seyredeceğim tarz olmadığını düşünüyorum.Genelde dizileri hep cesurca oluyor zaten. Amerikan siyasetini anlatan House of Card da bile çekinmeden, Başkan'ın tercihlerini, cesurca belirtmişlerdi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende Hause of Card a çok rastlıyorum ama başlayıp başlamama konusunda kararsız kaldım. Dur ben buna başlayayim, başkanın tercihini merak ettim :)

      Sil
  6. ben de hiç bilim kurgu izleyemeyenlerdenim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilim kurgu yönü çok ağır değil, deneyebilirsin...

      Sil
  7. Ben imalı bakış atmıyorum tam tersine gıpta ediyorum canım çekiyor okuduklarını özellikle peş peşe Vakıf serisi :)) Ama kitap alamam çok fazla okunacak var elimdekiler azalıncaya kadar yazılarınla vakit geçireceğim **

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olsun yeter ki kitaplar okunsun. Bakarsın ortak okuduğumuz kitaplar çıkar, aynı kitaptan çıkardığımız farklı sonuçları görürüz. Güzel olmaz mı... bence çok güzel olur :)

      Sil
  8. Seviyorum ben de bilimkurguyu ama her film de güzel cikmiyor 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence öyle düşünmeyin. Dizler biraz daha uzun ve ayrıntılı oluyor, film gibi bir anda oldu bittiye gelmiyor. Şans verilebilir :)

      Sil