Eski Yıl Sona Erdi Yepyeni ?

2013 ün bizi terk etmesine teknik olarak saatler kaldı. 2013 nasıl geçti sorusu karşısında nereden başlayacağını bilemiyor insan. Kendim için 2013 ün nasıl geçtiği sorusu bile kafa karışıklığından başlayıp mide bulantısına kadar gidiyor. Ülkemizde yaşayan sıradan her erkek gibi benimde ilk eğlencem futboldu. -du çünkü artık zirvenin tek hakimi haber kanalları... Sürekli yanıp sönen flaşh flaşh flaşh... Son Dakika Son Dakika yazılarına kayıtsız kalmak ne mümkün.

Eski Avrupa Birliği Bakanımızın 'Vatandaşı olmasak çok eğlenceli bir ülke' sözüne katılmamak mümkün değil. Her saatini bırakın her dakikası son dakika olan bir yıl belki de on yılı geride bıraktık. En baba senarist gerilim filmi- dizisi yazmaya kalksa ülke gündemimizin doğal akışı kadar başarılı olamazdı. Bunu fark eden senaristlerimizde sanatta ilgilenmek yerine gündemi dizilerine taşımaya karar verir oldular. Öyle ki Kurtlar Vadisine cevap Karanlık Kuruldan gelmeye başladı. Hatta dizilerdeki bu cevaplar ana haberlerde gündem oluşturdu. Hal böyle olunca dizilerde haber kanallarına dönüştü. Taraflar birbirlerini doğrudan suçlayamayınca söylemek istediklerini diziler üzerinden  ustaca aktardılar.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

Son dakikaların figüranları olarak bu kadar heyecanlı giden süreçte yeni yıl heyecanları gibi solda sıfır kalacak heyecanlara gerek var mıdır sorusu ya da Cuma Namazı Hutbesindeki imamın Yılbaşı gavur icadı, bizim yılbaşımız 57 gün önce geçti kimin haberi oldu, gavurlar bizim yılbaşımızı bilmiyorlar bile, bizde onların rezilliklerine ortak olmayalım, günaha girmeyelim serzenişini defalarca tekrarlaması bile yeni yılda piyango biletiyle birlikte yine yeni ümitlere yelken açan yurdum insanının eğlenmesini durduramayacak. Yeni yılın sabahında her şeyin kaldığı yerden başlayacağı gerçeği de cabası..

Benim içinse yeni yıl totem haline dönüşmüş, geleceğe dair küçük planların yapıldığı ancak yazılmaya cesaret edilemediği dönemler olmuştur. Yine maddeler hazır ancak bu kez daha mütevazi, daha kendimce. 

Yeni yılın hayallerinizin gerçekleştiği bir yıl olması dileğiyle...

Selametle kalın...

Blogger Temasında Bulunan Resimler Hakkında

Kendinize ait bir web siteniz varsa sitenizde bulunan logonuz dahil tüm resimlerinizi hostunuza atarsınız. Sitenizin dili asp, html vs sayesinde sitenizdeki resimler görünür hale gelir. Dolayısıyla sitenizin görünümünün zamanla bozulması oldukça zordur. 

Özellikle ücretsiz olan ve host kullanmayan blogger yada wordpress gibi sitelerde ise logonuz dahil tüm resimlerinizi internete yükleyip yükleme linkimizi temamıza yerleştirerek resmin görünürlüğünü sağlıyoruz. Bu durum resmimizi internete yüklediğimiz siteyle bağlantılı olarak zamanla resmimizin silinmesine dolayısıyla blogumuzun görünümünün bozulmasına neden oluyor. Bu sorun benim blogumda ana sayfada konu üst kısımlarında bulunan yorum ikonunda oldu.

Sitenizin hangi bölümünde olursa olsun bu tür resim silinmesi durumunda ortaya çıkan görüntü bozukluğunu html editöründe bulmak html bilmeyenler için oldukça zordur. Bu konuda sorunlu linki nasıl bulup düzeltebileceğimizi görelim.

Ben tarayıcı olarak Maxthon u kullanıyorum ama aynı işleme Google Chrome ile de yapabilirsiniz. Hemen resimlerle anlatayım; öncelikle sorunlu linkin olduğu bölümü seçtikten sonra faremizin sağ tuşuna tıklıyoruz. Bazen sağ tıkla açılan bölümde bazen de daha fazlasını göster seçeneğinin altında bulunan seçilen kaynağı göster bölümüne tıklıyoruz.

Seçili kaynağı gösterme

Resimde gördüğümüz işlemi yaptıktan sonra karşımıza aşağıdaki resimde görünen, seçili bölümün kaynağı geliyor. Bu bölümde resim linkimizi arıyoruz. Küçük bir hatırlatma; resim linklerinin uzantısı genellikle .gif yada .png şeklindedir.

kaynaktaki resim linki

Resimdeki altı çizili resim linki benim yorum ikonu linkim. Bu linki tarayıcınızın adres satırına yazarak resmi görüntüleyebilirsiniz. Sorunlu olan linki bulduktan sonra bu linki html editörümüzde bularak düzeltmemiz gerekir. bunun için blogumuzun yönetim paneline girdikten sora Şablon - HTML düzenle bölümüne tıklayarak blogumuzu HTML editöründe açıyoruz. Açılan html editöründe yukarıdaki resimde altı çizili linki bulmamız gerekir. Bunun için linkteki herhangi bir bölümü Ctrl+F kombinasyonu ile Html editöründe aratırsanız linki bulmanız çok daha kolay olur. Ben linkin comment.gif bölümünü arattım.

Linki html editöründe bulma

Bulduğunuz bu linki kendi yorum ikonu linkinizle değiştirirseniz sorun çözülmüş olacaktır.

Blogunuzun hangi bölümünde olursa olsun, resimlerden kaynaklanan tüm sorunlarınızı bu yöntemle rahatlıkla çözebilirsiniz. 

Selametle kalın...

Facebooktan IP adresi bulma ve Tor Browser testi

Tor Browser açılış sayfası- Resme tıklayıp büyütebilirsiniz

Bir süre önce gerek izlenme kaygısı gerekse yasaklı olarak tanımlanan ancak daha doğru tabirle ülkelerce engellenen sitelere giriş yöntemi olarak burada Tor Browser hakkında kısa bilgi vermiş ve kurulumunu anlatmıştım. Ancak geçenlerde bir hack forumunda bu IP değişikliğinin göstermelik olduğu, gerçek IP adresinizi facebook un bile bulduğundan bahsedildiğini gördüm ve hemen test etmeye karar verdim. Şimdi ekran görüntüleri eşliğinde testimize başlayalım. Bu arada da facebook'tan hem kendimizin hemde profilimize giren kişinin IP adresini nasıl görebileceğimizi öğrenmiş olalım. 

Yukarıdaki resim Tor browserin açılış sayfasıdır. Tebrikler yazısının altında sizin hangi IP adresiyle internette gezineceğiniz gösteriyor. Şimdi bize atadığı IP adresi doğru mu yani gerçekten nette hangi IP adresiyle göründüğümüzü sorgulayalım.

IP sorgulama ekranı- Resme tıklayıp büyütebilirsiniz

Resimde gördüğümüz gibi IP adresimizi sorguladığımızda Tor Browserin bize atadığı IP adresi ile aynı olduğunu görüyoruz. Şimdi internete nereden bağlandığımızı sorgulayalım.

IP sorgu- nereden bağlanıyoruz- Resme tıklayıp büyütebilirsiniz

Resimde de görüldüğü gibi CALIFORNIA dan bağlanıyoruz :) Şimdi asıl soruya gelelim. Facebook bizim gerçek IP adresimizi bulabiliyormu? Test etmek için Tor Browser üzerinden facebook a bağlanmayı denedim.

Facebook güvenlik ekranı- Resme tıklayıp büyütebilirsiniz

Facebook bir şeylerin ters gittiğini anladı. Daha önce bu makinadan hiç bağlamanmadınız uyarısından sonra güvenlik sorularına yönlerdirdi. Önce makina olmadığımı anlamak için resimdeki yazıyı yazdırdı sonrada bir güvenlik sorusu daha sordu. Bu aşamaları geçtikten sonra bağlantımızı sağladım. Şimdi facebook üzerinden IP adresi sorgulamaya geçelim.

Facebook ekranı- Resme tıklayarak büyütebilirsiniz

Resimde gördüğünüz gibi ayarlar bölümünden hesap ayarlarını seçiyoruz. Şimdi açılan sayfaya göz atalım.

Facebok hesap güvenlik ekranı- Resme tıklayarak büyütebilirsiniz

Açılan sayfada önce sol üst tarafta bulunan, resimde çerçeceye aldığım güvenlik sekmesine tıklıyoruz. Karşımıza çıkan yeni ekranda Aktif oturumlar bölümünün sağ tarafında bulunan düzenle sekmesine tıkladığımızda karşımıza resimdeki ekran görüntüsü çıkıyor. Aktif oturumlar kısmında o an sizin profilinizi ziyaret eden birileri varsa onların da IP adresini görebilirsiniz. Doğal olarak IP adresini öğrenmek istediğiniz kişiye profil linkinizi tıklatmalısınız. Neyse, biz konumuza dönelim. Resimde de gördüğünüz gibi facebook tahmini de olsa Tor Browserden farklı olarak bir IP adresi gösterdi. Ben önce facebook benim IP adresimi buldu sanmıştım, bu nedenle son bölümü karaladım ama bu ıp adresini de sorgulamaya karar verdim. 

IP sorgulama ekranı

Bu IP adresini sorguladığımda da PRAGUE den bağlanmış görünüyordum. Yani facebook a göre Çek Cumhuriyetinden bağlanıyordum. 

Sonuç olarak facebook benim gerçek kimliğimi tespit edemedi ama beni farklı bir IP adresi olarak gördü. Bunun nedenini öğrenmek için tor browserden kendi IP mi tespit etmek için 2. resimdeki sorgulamayı tekrar yaptım. Karşıma Facebook un gördüğü IP adresi çıktı. Yani gezintim sırasında Tor Browser benim IP adresimi değiştirmişti. 

Bu inceleme makalesinden çıkarmamız gereken sonuç; Tor browser bugün için internette hayalet olarak gezinmemizi sağlamaya devam ediyor. Makaleyi gören hacker arkadaşları tekrar uyarayım. Facebook un sizi bulamaması devletin de bulamayacağı sonucunu çıkarmaz. 

Selametle kalın...

Artık Dikkat Çekiyorum !!!

Yaklaşık bir yıl kadar önce blog tutmaya başladım. Aslında daha önce de sanalyazar, kaleminsesi gibi domainlerle site yada shed510... lu ücretsiz birçok blog deneyimlerim olmustu. Hatta flscast üzerinden Turkuaz fm olarak radyo yayını bile yaptım bir süre. Bunun yanında üye olduğum sitelerin neredeyse tamamında Shed510 kullanıcı adını kullandım.  Neden shed510 sorusunun tam bir cevabı yok. Birgün sevdiğim bir admin arkadaşın 'Abi bu nick sana çok yakışıyor' demesiyle üzerime yapıştı ve neredeyse 8 yıldır da göbek adım gibi. 

Aslında nickname üzerine blog açmak hackerlerin adetidir. Bu dünya yı takip eden biri olarak alışkanlık banada sirayet etmiş olmalı. 

Bir yıldır da burada dikkatimi çeken,  içimden geçen konuları kendi kalemimle dilimin döndüğünce yazıyorum. Site açma/kurma, blog tasarlama hevesiyle çıktığım bu yolda artık nickname serüvenini sonlandırıp, kendime özgü dikkat çekmeye çalışacağım. 

Yolumuza www.dikkatcekiyorum.blogspot.com ile devam ediyoruz.  Allah utandırmasın...

IN TIME // Zamana Karşı

Resim yazısı ekle

2011 yapımı filmi G+ daki bir paylaşımda görerek izlemeye karar verdim. Film insanların yaşlanmayı ve ölümsüzlüğü bulduğu bir gelecekte geçiyor. İnsanlar 25 yaşına kadar normal olarak yaşlanıyor. 25 yaşına geldiklerinde ise kollarında 1 yıldan geriye doğru sayan bir sayaç beliriyor. Her insanın kolunda bulunan sayaçtan zaman transferi de mümkün olmaktadır. Bu nedenle paranın yerini zaman almıştır. Hayatın her alanında zaman kullanılmaktadır. Bunun yanında zamanınız olduğu sürece sonsuza kadar 25 yaşındaki halinizle yaşamanızda mümkündür. Doğal olarak annenizde kızınızda hep 25 yaşında. 

Yeni düzenin sonucu olarak insanlar zenginliklerine göre ayrı bölgelerde yaşamaktadırlar. Alt tabakadaki fakir insanlar için tek amaç hayatta kalabilmektir. Bu nedenle tüm işlerini koşarak hallederken zenginler için ölümsüz-dingin bir hayat devam etmektedir. Başrolümüzün 100 yıllık zaman bulup 1. sınıf insanların bölgesine geçmesi ve cinayetle suçlanmasıyla aksiyon başlar.

Filmin konusu mükemmel. Kurgu ve çekim biraz daha güzel olsa matrix tarzında iz bırakan bir film olabilirdi. Bilim kurgu-Gerilim severler kaçırmasın...

Yapım    : ABD - 2011

Tür      : Bilim Kurgu, Gerilim

Süre     : 115 dk.

Imdb     : 6,6

Doğu'dan Uzakta

Kitaba geçmeden önce arka kapakta bulunan yazar tanımından bahsetmek istiyorum. Amin Maalouf Lübnan asıllı FRANSIZ yazarmış. Daha önce okuduğum 've dağlar yankılandı' kitabının yazarı Khaled Hosseını- Halid Hüseyni de Afgan asıllı AMERİKALI yazardı. Buradan kendi ülkem için bir çıkarım da bulundum. Hatırlarsanız bir kaç ay önce milliyetçiliğin tartışıldığı bir ortamda sanırım kafatasçılığını eleştirmek için istiklal Marşımızın yazarı da Arnavuttu tezi öne atılmıştı. Ahmet Kaya ve Turgut ÖZAL da kürttü. Bir taraf asıl tabiiyette saplanıp kalmak isterken diğer taraf yaşadığı ülkenin tabiiyetine geçip sadece Türk olması gerektiği konusunda diretiyor. Peki biz neden Arnavut asıllı Türk şair M.Akif ERSOY yada kürt asıllı Türk sanatçı Ahmet KAYA diyemedik. Yoksa diyoruz da ben mi farkında değilim? Sanırım 've dağlar yankılandı' kitabında bir karakter 'bir insanın tabiiyeti ne olursa olsun, insan yaşadığı ülkede kendini yeterince özgür ve huzurlu hissederse o ülke ve gelecek neslinin huzuru için canını bile verebilir' tezini savunuyordu. Haksız mı?

Kitap ülke belirtmemiş ama yazarın hayatından Lübnan olduğu anlaşılan ülkede çocukluklarını geçirmiş 16 arkadaşın 30 yıl kadar sonra tekrar toplanma çabasını konu alıyor. Baş karakter Adam a fransa ya göç etmiş saygın bir tarih profesördür. Daha önce arkadaşlarını bir araya getirmede öncülük eden Murad'ın ilkelerinden ödün verdiği için Adam la arası bozuktur. Adam bu nedenle Murad la görüşmeme kararı almıştır ancak bir gün Murad ölüm döşeğinde olduğunu ve görüşmek istediğini söyler. Adam önce gitmek istemese de Murad ı görmek için yola çıkmasıyla hikaye başlar. Murad ın ölümüne yetişemeyen Adam, Murad ın eşi olan eski arkadaşının isteğiyle diğer arkadaşlarını bir araya getirmeye çalışır. 

Kitap kısmen tarafsız bir anlatıcı kısmen de Adam ın günlüğü tarafından bu süreçteki 16 günü anlatıyor. Bazen zengin bir mütahitin iç dünyasına, bazen kendini dünyadan soyutlamış keşiş e, bazen radikal bir müslüman a, bazen de bir yahudi ye misafir ediyor. Kimi zaman mektuplarda yada e postalarda, kimi zamanda geçen diyaloglarda çeşitli ideolojilerin fikirlerinin temellerini anlıyoruz.

Tavsiye edebileceğim güzel bir roman...

Ve dağlar yankılandı

Khaled Hosseını - Halit Hüseyni. Adam Tacik asıllı Afganistanın başkenti Kabil de doğmuş Amerikalı yazar. Üstelik İran asıllı Amerikalı bir eşi var. Adamın hayat skalasının genişliğine bakarmısın. Bu adam roman yazmasın da ben mi yazayım yani.

Ben okumadım ama genel yorumlardan yazarın Uçurtma Avcısı romanının daha etkili olduğu yönünde. Dolayısıyla o kitapta okuma listesine eklendi. Kısaca romanından bahsedeyim. Afganistan ın Şadbağ kasabasında oldukça zor şartlarda yaşayan bir ailenin çocukları olan ve birbirini tutkuyla seven Abdullah ile Peri nin hikayesiyle başlıyor. Özellikle kitabın daha başında babanın çocuklarına anlattığı hikaye okuyucuya ilk darbeyi vuruyor. Artık kitabı isteseniz de bırakamıyorsunuz. Abdullah ve Peri nin Afgan çöllerinde ayrılmasıyla hikaye dallara ayrılıyor. Her dalda ayrı bir hikaye, her hikayede ayrı bir dünya ayrı bir ömür; Çocukların annesi ve kuma gelen annenin kardeşi -üvey anne-, dayı, dayının hizmet ettiği ev, sözünde duramayan doktor, yardım gönüllüleri ve çok daha fazlası... Afganistan çöllerinden Paris e, San fransisco ya götürüp gezdiren hikayeler bütünü.

Yazar 'Bir koro gibi, çok sesli sunum,roman yazarken bu sesleri duydum sanki' demiş. Aynen çok sesli koro gibi. 

Tüm bunların yanında kendiniz vermeden okursanız zorlanabileceğiniz, hayal gücünü zorlayan bir kitap. Roman okumayı seviyorsanız mutlaka okumalısınız.

Tor Browser Nedir?

Tüm dünyada etkin olan ama özellikle de ülkemizde paranoya haline dönüşmüş bir durum var. Takip edilme - izlenme kaygısı. Bunun yanında beklenmedik zamanlarda beklenmedik sitelere ulaşım yasağı (Youtube olduğu gibi) geldiği dönemleride göz önünde bulundurunca insan farklı arayışlar peşine giriyor. Ben Tor Browser (Tor Project) in varlığını bir hack sitesinde Co admin (Ne demekse :) ) olan TEKTÜRK ün sayesinde farkettim. İlave olarak kendim de bir araştırma yaptım.

Sistem öncelikle ABD Deniz Kuvvetleri için düşünülmüş ve ABD Deniz Araştırma Laboratuvarı Soğan Yönlendirme Projesi olarak Türkçeye çevrilmiştir. Soğan ne alaka bende bilmiyorum ama logoda da kullanılmış.

Efendiler sistem tam olarak şöyle işliyor. Avrupa ve Amerika da bulunan Tor sunucuları sizin yerinize bağlanmak istediğiniz Web sitesine bağlanarak sizin önünüze getiriyor. Sistemden çıkış yapan çok fazla bilgisayar olduğu için sizin IP nizin tespiti oldukça zor olmaktadır. Ayrıca sanal kanallardan bağlantı sağlandığı içinde bir nevi hayalet kullanıcı durumuna düşüyorsunuz. Böylece bağlandığınız site sizi farklı bir kullanıcı olarak alğılıyor.

Nasıl Yüklerim, Nasıl Kullanırım?

Öncelikle indirmek için bu siteye tıklıyoruz. 

Açılan sitedeki download bölümünden (kırmızı çerçeveli) browseri indiriyoruz. Bilgisayarımıza inen dosyayı açıyoruz.

Dosyayı açtıgımızda genel ayarlarıyla browserin Mozilla Firefox altyapısını kullandığını görüyoruz. Ancak bu zorunluluk değil. İstenirse gerekli ayarlamalar yapılarak farklı tarayıcılarla da kullanılabilir. Açtığımız dosyadan Start Tor Browser yazan bölüme tıklıyoruz.

Karşımızda tebrikler yazılı ekrandaki sayfayı gördüysek bu işi başardık demektir. Gördüğümüz gibi sistem bize bir IP adresi atadı. Bu bizim sanalda gezinirken görüneceğimiz adres ve bizimle alakası yok. Ip adresinizi sorguladığınızda farklı bir ülke çıktığını göreceksiniz.

Daha ayrıntılı bilgi için https://www.torproject.org/about/overview.html.en adresini ziyeret edebilirsiniz.

NOT 1: Browser dosyası flash belleklerde de çalışabiliyor, bilgisayarınıza indirme zorunluluğu yok.

NOT 2: Hacker arkadaşlara not: Bu broweseri kullanır her haltı yerim diye düşünmeyin. Sizin için yeterli olmaz. Daha ileriki seviye için VPN konusunu araştırmalısınız.

Ben Böyleyim // That's What I am

Ülke          :ABD
Yönetmen      :Michael Pavone
Tür           :Komedi - Dram
İmdb Puanı    :6,8

Hikaye bizdeki karşılığı ortaokul olan bir okulda geçiyor. Okulda inek olarak tabir edilen zeki ve tipsiz öğrenciler dışlanmışlığın verdiği etkiyle okul bahçesinde diğer öğrenciler tarafından inek köşesi olarak tanımlanan bir köşe ye çekilmişlerdir. Yalnız yaşayan ve mesleğini severek yapan Simon ise oldukça başarılı ve ödül almış bir öğretmendir. Simon öğrencilerine ikişer gruplara ayırır dönem ödevi olarak istedikleri bir konuda makale yazmalarını ister. Simon bu eşleştirmede içine kapanık Andy i kızıl saçlı, büyük kulaklı, inek-ucube olan Büyük G lakaplı bir çocukla eşleştirir. Film sonunda Andy ve Büyük G ödevlerini tüm sınıf gibi başarıyla tamamlarken aynı zamanda da Andy in hayran olduğu ve okulda herkesle öpüşmesiyle ünlenen Mary arasında da bir ilişki başlar.

Hollywood bunu gerçekten çok iyi yapıyor. Tolerans kelimesiyle sizden farklı olan insanların istedikleri gibi yaşamalarına izin vermenin, farklı yaşam tarzlarına sahip insanları sevmek zorunda olmak anlamı taşımadığı çok güzel açıklanmış. Siyah yada sarı olmanın, insanların tiplerinin veya cinsel tercihlerinin dışlanma sebebi olamayacağı, kendine güven sorunu olan çocuklar ve okul-aile-öğrenci ilişkileri üzerinde durulmuş. 

Ben filmi Türkçe dublajlı izledim. Sanki bütün karakterleri tek bir adam seslendiriyormuş hissi yarattı ve hiç sevmedim. (tabiki öyle değil)Orijinal dilinde izlemek sanırım daha etkileyici olur.

Dram-Komedi türü severlerin sıkılmadan izleyebileceği aksiyon severler için durağan bir film. Benim fikrim; izleyin arşivinizde bulunsun...

Sizce Tema Kendi Tasarımım Sayılır mı?

Kullanmış olduğum temanın ilk hali bu tema. Temayı ela alan bloghocam tema üzerinde düzenlemeler yaparak Semantit Blogger tema adıyla yayınladı.

Ücretsiz olan bu temayı bir süre kullandıktan sonra bende üzerinde değişiklikler yaptım. Bu değişiklikler daha çok konu paylaşım butonlarının değiştirlmesi ve çizgilerin kalınlaştırmasıyla başladı. Ancak özellikle üst menüdeki hoşnutsuzluğum beni yeni arayışlara yöneltti.

Özellikle üst menü aradığım dönemde bu blogu gördüm. Beni çok uğraştırsada üst menüyü almayı başardım.

Yine benim için zorlayıcı olan bir uğraşla bu temanın da renklerini ve sayfa numaralandırmasını aldım. Sonuç olarak;

ortaya şu anda da kullandığım bu tema çıktı. Bunun üzerinde de yorum ikonu gibi küçük değişiklikler yaptım. Kullandığım temayı paylaşmayı düşünüyorum.

Soru: Sizce son tema kendi tasarımım sayılır mı? Kendi adımla paylaşmam etik mi?

Purnima Blogger Teması

Kendi blogger temamı düzenlemek için yaptığım araştırmalar sırasında gördüm. Eger kullandığım tema için bu kadar çok emek sarfetmemiş olsaydım kesinlikle kullanırdım. Yine de kendi temamı da düzenlerken bu temadan da büyük oranda faydalandım.

Hemen kısaca özelliklerinden bahsedeyim. Öncelikle üst menü ve üst menünün sağ tarafında bulunan arama ve takip özelliği etkileyici. Ayrıca zevk meselesi olsa da renk uyumunu çok sevdim.

Temanın Demo sitesine bakmak için tıklayınız 

Temayı indirmek için tıklayınız

Google Plus Rozetini Bloggere Ekleme

S.A

Daha önce google plus profilimi blogger a eklemek için HTML/javascript eklentisine kod eklemek yoluyla yapmıştım. Ancak bu olay (sanırım yeni bir eklenti) için blogger da gadget varmış.  Basit ama belki yeni blogger kullanıcılarının işine yarar düşüncesiyle hemen resimlerle anlatayım...

İlk olarak Blogger yönetim panelinden Yerleşim e geliyoruz ve Gadget ekleyi tıklıyoruz.

Daha sonra aşağıdaki resimde gördüğümüz Google+Rozeti yazan gadgeti seçiyoruz.

Açılan sayfadan ön izlemeyi de kullanarak istediğiniz ayarları rahatlıkla yapabilirsiniz.

Gerekli ayarları yaptıktan sonra kaydedip oluşturduğumuz gadget i temamızın uygun yerine yerleştiriyoruz.

Selametle... 

Son Aşk // Bu Nasıl Aile!

Bu hafta sonunu  hazır evde yalnızken işte yok, fırsat bu fırsat tarzında iki film izleyerek geçirdim. İzlediğim her iki filmde kayda değerdi. Bu nedenle hemen blogumuza kaydını gerçekleştirdim.

İlk film Last Love yani son aşk. Drama türünde. Özetle eşini çok seven İhtiyar Matthew Morgan eşinin ölümünden sonra Pariste yalnız yaşamaya başlar. Günün birinde belediye otobüsünde genç çaca hocası Pauline ile karşılaşır. Çocuklarıyla arası iyi olmayan Matthew ile kendisine düzenli bir hayat kuramayan Pauline nin birbirlerine yaklaşmasıyla bir ilişkinin içine girerler. Burada keselim, bu kez filmi anlatmak istemiyorum.

Benim asıl söylemek istediğim şu başroldeki adam Michael Caine yi daha önce de bir çok filmde izlemiştim. Ama bu filmdeki rolü cuk oturmuş üzerine. Özellikle de drama filmlerini sevenlerin filmden ve adamdan etkilenmemesi mümkün değil. 

Fimdeki konunu yanında bir  şey daha dikkatimi çekti. Parisin reklamı. Bir çok sahnede eyfel kuleli manzaralara bittim. İzlediğim paris tam bir hayal şehri.  Fragmandaki şehre lütfen dikkat, eminim söylemek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Beklentinizi yüksek tutmak istemem ama drama türü seviyorsanız kaçırmayın, izleyin derim.

İkinci izlediğim Bu Nasıl Aile ise tam bir komedi filmi. Filmden bahsetmeden bir uyarı yapayım. Aile olarak izlemeyi düşünüyorsanız özellikle ilk bölümlerde striptiz sahneleri var ona göre :) 

Hemen konusundan da bahsedeyim kısaca. Davit Burke adında mahalle uyuşturucu satıcısı vardır. Bide bunlara torbacı deniyor. Birgün yolda üç genç tarafından parası ve malları çalınınca mallarını aldığı büyük patrona borcunu ödeyemiyor. Patronun zorunlu iş teklifi üzerine sınırdan uyuşturucu kaçırmak zorunda kalıyor. Adamımız sınırdaki polislerin mulayim aileleri aramadığı düşüncesiyle hemen işe koyulur ve striptizci komşusu Rose, müşterisi piercin küpeli Kenny ve saf çocuk Casey ile birlikte çakma Millers ailesi olarak yola çıkarlar. Bu aykırı aile ilk iş olarak dış görünüşlerini adam ederler ve macera başlar.

Uzun zamandır bu kadar kaliteli komedi izlememiştim. Herşeyden önce mimik ve tavırlarında aşırılık yok. Sizi güldürebilmek için debelenmiyorlar. Yalnız filmde bir yere takıldım. Aktörlerimizin yolculuğu sırasında karavanları bozuluyor ve başka bir karavanla bozuk olan karavanı çekiyorlar. Ancak herkes çeken karavanın içerisinde. Teknik olarak kullanıcı olmadan çekilen karavanın öndekini takip etmesi mümkün değil.

İki filmden çıkardığım sonuç; bizim sinemamızla aralarında özellikle oyunculuk konusunda siklet farkı var.

Üst Menü Yapma Programı- CSS3 Menü

S.A

Program kendi blogunu tasarlamak yada blogunu düzenlemek isteyenler için bulunmaz bir nimet. Kısıtlamalı üçretsiz sürümü ve ücretli tam sürüm olarak paylaşılıyor. Ben ücretsiz versiyonunu kurup denedim.

           

Öncelikle kendi içerisinde kayıtlı menüler var. İsterseniz yan menü isterseniz üst menü olarak düzenleyebilirsiniz. Her bölüm için çeşitli büyüklüklerde ikonlar mevcut ama benim için yetersiz diyorsanız ikon yüklemenize izin veriyor. Bunun yanında çalışmanızı tamamladıktan sonra blogunuza eklemeden önce kendi bilgisayarınızda ön izleme yaparak kontrol edebilirsiniz. Çalışmanızın ikonlarını, style dosyasını ve index kodlarını dosya olarak bilgisayarınıza kaydediyor. Programı anladıktan sonra dakikalar içerisinde üst menü tasarlayabilirsiniz. 

Blogumda şu an kullandığım menü bu programla tasarladım. Buna dayanarak iki uyarı yapmalıyım. Birincisi üst menüde açılır alt kategori oluşturduysanız mobilden giren kullanıcılar için görüntü kayıyor. Açılır alt kategorileride digerlerinin yanına koyuyor, haliyle görüntü bozuluyor. İkincisi kategorilere ikon eklediyseniz ikonları nete yüklemeli ve url baglantılarını üst menü kodlarına eklemelisiniz. 

Nasıl kullanıldığını daha iyi anlamak için 10 dakikanızı ayırın bence...

http://www.youtube.com/watch?v=JT-NMOrxiBA

Ücretsiz versiyonu isim ve mail adresi yazarak indirebilirsiniz...

İndirme linki : http://css3menu.com/css3menu-setup.zip

Selametle...

Sen Neymişsin be SlimDrivers

S.A

Efendiler bugün benim emektar dizüstü bilgisayara PES 2014 yükledim. Joistik filan kıytırık olsada kendi halinde bir hayli masraf yaptım. Neyse Pes 2014 için sistem gereksinimlerini bizim emektar karşılamasına ragmen aşırı ısınma ve kasma sebebiyle oynayamadan kapandı. Haaa dedim demekki bir sorun var. İlk olarak bizim driverlar yani  sürücüler güncelmi kontrol edeyim dedim. Pc ile ilgili olanlar bilir, aslında Windows Uptade bu iş içindir. Yani Windowsunuz çakma değilse zamanla gelen güncellemeler işinizi görmesi gerekir. Aslında görüyorda. 

İçimdeki dürtü bir türlü rahat bırakmayınca Driver tarama programlarına bir göz atayım dedim. Hemen google amcaya danıştım. Daha iyi yorum alan programlar olsada SlimDriver in ücretsiz olması beni cezbetti. Denedim. Tam 22 tane sürüm güncellemesi gösterdi. Özellikle ses sistemimindeki güncellemeden oldukça memun kaldım...

Efendim ekran görüntüsü tam da böyle bir şey. Program sizin bilgisayarınızı tarıyor ve kullandığınız sürücülerin daha günceli varsa sizin isteğinize bağlı olarak yeni sürümü indirip kuruyor. Sizin driver marka model girip site site gezmenize gerek kalmıyor. 

Bu işlemi yaptıktan sonra birde her ihtimale karşı virüs taraması yaptınızmı degmeyin keyfinize. Ben bu temizlik için Combofix i tercih ettim.

Özellikle formattan sonra çok işimize yaracak bir program. Bence atın arşivde dursun... İndirmek isterseniz İlgili konuya gider...

Umarım günün birinde birinin işine yarar...

Bu arada başlangıçta açılan programları da revize ettikten sonra bilgisayar hızlandı ama ısınma problemi tam olarak çözülmedi. Sırada Laptop da fan temizliği var.

Selametle...

Vatana Adanan Ömür Mehmet Akif

S.A

Kurban Bayramı dönüşünde Hızlı Tren yolculuğunda okumak için yegenlerimden aldığım ama yaşanan aksilik nedeniyle yolculukta okuyamadığım kitabı (Kendilerine teşekkür ediyorum) neyse ki ilk fırsatta okudum. 

Tarih kitaplarında çok ta üzerinde durulmayan olaylar vardır. Mesela Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler özellikle Hindistan ve çevresindeki müslümanlara İstanbul daki islam halifesinin Almanlar tarafından esir alındığı, Almanlarla İstanbul da savaşarak Halifeyi kurtaracakları yalanıyla bir çok müslümanı cepheye savaşa sürerler. Diğer taraftan Almanlar da savaşta esir aldıkları bu müslümanları diğer esirlerden ayrı bir yerde tutarlar. Ayrıca tutuldukları yere gösterişli bir cami yaparlar ve ibadetlerinde özgür olduklarını açıklarlar. (her iki taraf da müslümanları kullanma yönünde mükemmel savaş stratejisi uyguluyorlar)Burada Talat Paşanın isteğiyle Mehmet Akif birkaç yol arkadaşıyla birlikte Almanya ya gider ve kandırılan esir müslümanlara gerçekleri anlatarak kendi taraflarına geçmesini sağlar. Görevi bununla sınırlı olmasına ragmen Akif karşı tarafta savaşan müslümanların yanına da geçmek ister. Ancak arkadaşları Akif i bu fikrinden vazgeçirerek cephede savaşan düşman müslümanlar için yazı yazmasını isterler. Akifin yazdığı bu metinler cephede hoparlarlörle düşman askerine okunur. 

Daha sonraki görevleri de Lavrence nin cirit attığı arap yarımadasındaki kandırılmış müslümanlar içindir. Akif Teşkilat ı Mahsusa (İstihbarat) bünyesinde yaptığı bu tehlikeli görevleri hiç bir resmi görevi olmadığı halde hiç tereddüt etmeden yapıyor. 

Kitabın Tarihte Osmanlının Birinci Dünya Savaşına fiili olarak girdiği olayı anlatışı etkileyiciydi. Hepimizin bildiği şekilde İngiliz donanmasından kaçarak Karadenize kaçan ve Osmanlının da satın aldığını açıklayarak Yavuz ve Midilli adını verdiği iki gemi vardır. Bu iki gemi Rus limanlarını bombaladığı için Osmanlı savaşa fiili olarak katılmıştır. Kitapta Osmanlının Alman hayranlığının yanında fazla seçeneğinin olmaması nedeniyle bu gemileri aldığı vurgulanıyor. Almanların Osmanlıda bu gemileri kullanabilecek mürettebat olmaması nedeni ile Alman Mürettebatınında gemide kalması teklifini Talat Paşa Osmanlı Komutanlarının da gemide olması şartı ile kabul eder. Böylece Almanlar gemilerle birlikte mürettebatın hayatını da kurtarmıştır. Ancak Kurban Bayramında Alman komutanlar, Kendi yurttaşları ülkeleri için savaşırken biz Karadenizde rahat içinde yaşayamayız, ülkemiz için herşeyi yaparız düşüncesiyle Rus limanlarını bombalar. Almanlar açısından bakıldığında kahramanlık hikayesidir.

Kitap bu anlatılanların yanında bilinen ve çok bilinmeyen bir çok yan hikayeyle desteklenmiş. Son bölüm ise oldukça hüzünlü. Ülkesi için kepçe kepçe su taşıyanların vatan haini gibi görüldüğü dönemler ve Akif in hüzün dolu cenaze töreni.

Okuyan pişman olmaz, tavsiye ederim...

Selametle...

Mükemmel bir Fotograf / Moda Teması

S.A

Yine nette gezindiğim sırada gördüğüm bir tema. Her şeyden önce renk uyumu çok güzel. Sağında solunda gereksiz kalabalıklar yok. Üst menü katmanlı açılır tarzda. Yine üst menünün sağ tarafında çok şık RSS, twitter ve Facebook ikonları var. Bu ikonların sağ tarafında arama kutusuna gelindiğinde kutucuk sol tarafa genişliyor. Blog normal görüntüsünde sadece fotoğraflar ve konu başlıkları görünüyor. Fare imlecini konunun üzerine getirdiğinizde resim sola kayıyor, resimde görüldüğü şekilde konunun eklendiği tarih, konu özeti ve etiketler görünüyor. Konu açıldığında konu altında çok şık bir şekilde sosyal paylaşım ikonları var. Bence bu özellikleriyle çok güzel ürün pazarlama,fotoğraf yada moda blogu teması olur.

Neyse çok fazla uzatmayayım. 

Temanın Ön İzlemesi için buraya tıklayın

Temayı Türkçeleştirmeye çalışıyorum zaman buldukça ama beğenip kullanmak isteyen varsa orijinalini verebilirim.

Selametle

Blogger için Sosyal Takip Butonları 2 (Metro Tarzı)

S.A

Metro tarzı ikonlar windows 8 işletim sistemi ile hayatımıza girdi. Çok beğenilmiş olmalı ki site ve bloglarda hızla kullanılmaya başlandı. Benimde bayramdan önce kendi blogum için araştırma yaparken gördüğüm, bloggerinizin HTML kodlarında düzenleme yapmanızı gerektirmeyen Edge ekleme yoluyla kolayca eklenip kaldırılabilen Metro tarzı Sosyal Takip Butonlarını paylaşmak istedim. 

İsterseniz kodları eklemeden önce küçük birkaç bilgi vereyim. Kodların içindeki mavi renkteki Width="125" ilgili butonun genişlik, yine mavi renkteki height="125" değeride yine ilgili butonun yükseklik değeridir. Bu degerlerle butonların büyüklüklerini kendi blogunuza daha uygun hale getirebilirsiniz. Kırmızı renkteki adreslerde benim sosyal medya adreslerim, bu adresleride kendi adreslerinizle değiştirmelisiniz.

<!--Metro Tarzı Sosyal Medya Eklentisi Başlangıcı-->
<div align="center"><table border="0"  cellpadding="2"  cellspacing="6" width="265" bgcolor="#ffffff"><tbody><tr>
<td><center><a href="https://www.facebook.com/Shed510X" rel="nofollow" target='_blank'><img border="0" alt="contact" width="125"
src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpO6MbpA1cYy4MgHZsBDr29L5nQr-Tkzph2vXBkbID9Tnj8SCCCeAYPHm7NAWO6eEclLiAL4iB0kOcyBpvolF63iaSEhwuE8c45VFtvcsu79l3bO9-3FRGlbxGunJN5PB1j3h9_M0ep91t/s135/facebook.png" height="125"/></a></center></td>
<td><center><a href="https://plus.google.com/u/0/108602408431518588629" rel="nofollow" target='_blank'><img border="0" alt="contact" width="125"src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRpA-lIhD_xGOhscPe6ip1Yrh4sS1nOlcg-yLNy-lcIPGbKUjm8yuaULvAVf5Dei8RLhoHuSdP2oWlZtfMcWV6uMrQgvY0v2wPEaVImxmBUs_DNHQDqfgbsc96j89DcuiaaWukxiPyn8bR/s135/google.png" height="125"/></a></center></td></tr><tr>
<td><center><a href="http://shed510.blogspot.com/feeds/posts/default" rel="nofollow" target='_blank'><img border="0" alt="contact" width="125"src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfB5CSS1ixJArguiOI9U4HPb6Z8e-aFNtjJdNAYrWzrNle5IkbqIsNZpw4EpkXmNqGkOK0xXnE7nG5oxn0kZkCnMHyJs7H5g5nr9DRFU4b54X1GKaHz3UTlJHDSJ3Oexwi89YtoQH_aCVF/s135/rss.png" height="125"/></a></center></td>
<td><center><a href="https://twitter.com/Shed510" rel="nofollow" target='_blank'><img border="0" alt="Contact" width="125" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMHg2bhDTSft7yWXyqP-ITCBuRgsB0Y-SLgzQEtwzxjyb3j-74cL3N8tc-c7HGzbALKatAQQrAN38-8nAtPLE2hHKbOjZtre9nDrbR_SZWUSAL-HaCbeojG3NgRKYLds52vyhvRxEkwjsA/s135/twitter.png" height="125"/></a></center></td></tr>
</tbody></table><table border="0" bordercolor="#0084ce" cellpadding="2" cellspacing="6" width="265" bgcolor="#ffffff"><tbody>
</tbody></table></div>
<!--Metro Tarzı Sosyal Medya Eklentisi Bitişi—>

Yukarıdaki kodlar üzerinde gerekli düzenlemeleri yaptıysanız, kodlarınızı yine blogumdaki Kod Ön İzle bölümünden ön izlemesini yapabilirsiniz.

Son Olarak her şey yolundaysa blogumuzun yönetim paneline geliyoruz.Sırasıyla Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/Javascript e gelerek kodlarımızı yapıştırıyoruz. Umarım sizinde işinize yarar.

Soru yada sorunlarınız için yorum yazarsanız yardımcı olmaya çalışırım...

Selametle...

Blogger için Sosyal Takip Butonları 1

S.A

Bu aralar blog modifiyesi konusunda bir hayli kafa yormaya başladım. Son bir haftadır en büyük yardımcım google aracılığıyla bir çok buton buldum. Sonra farkettim ki önemli olan butonun görselliğinden ziyade blogumuza uyumu ve yavaşlatmaması daha önemli.

Diğer bir konuda karşımıza çıkan her kodu bloğumuza eklemeden görebilmek. Hem kolaylık hemde daha da hızlanmanızı sağlıyor. Bu nedenle bulduğum bir kod önizleme aracını bloğuma entegre ettim. Neyse lafı fazla uzatmadan ilk butondan bahsedeyim.

Blogumda kullandığıma benziyor, sade ama ben çok beğendim.  Herşeyden önce bloğunuzun html kodlarıyla oynamanıza gerek yok. Bu nedenle eklemesi ve kaldırması çok kolay. Üstelik basitliği sayesinde blogumuzun açılma hızını yavaşlatmıyor. 

Hemen anlatıma geçeyim;

Blogumuzun yönetim paneline giriyoruz. Sırasıyla Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/Javascript e geliyoruz ve şu kodları yapıştırıyoruz.

<style>ul.social {  list-style: none;  margin: 10px;  overflow: hidden;}.social li {  float: left;  background: none !important;  padding: 0 !important;  margin: 0 8px;}.social li a {  display: block;  width: 50px;  height: 40px;  background: url("https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEha5myLSKSDEKwVCZp4E_9Y2G5jv_m-6XKO_DNjRD7gUd9lDcpdjDBHHcfan1k6vNZIR-L6VHDDZnDAb4YXK4SwFdSs8r2fkSDFvjj4ioOKQOjKsbztOrkdBuFmRa5q75uEYMBkWo4phfo/s1600/social.png") no-repeat transparent;  text-indent: -99999em !important;-webkit-transition: ease-in 0.15s all;  -moz-transition: ease-in 0.15s all;  -o-transition: ease-in 0.15s all;  -ms-transition: ease-in 0.15s all;  transition: ease-in 0.15s all;}.social li a:hover {  padding: 0 !important;}.social li.rssicon a {  background-position: 0 0;border-right: 1px solid #e6e6e6;}.social li.twicon a {  background-position: -50px 0;border-right: 1px solid #e6e6e6;}.social li.fbicon a {  background-position: -100px 0;border-right: 1px solid #e6e6e6;}.social li.gicon a {  background-position: -150px 0;}.social li.rssicon a:hover {  background-position: 0 -50px;border-right: 1px solid #e6e6e6;}.social li.twicon a:hover {  background-position: -50px -50px;border-right: 1px solid #e6e6e6;}.social li.fbicon a:hover {  background-position: -100px -50px;border-right: 1px solid #e6e6e6;}.social li.gicon a:hover {  background-position: -150px -50px;}
</style>
<div class="subicons"><ul class="social">
<li class="fbicon"><a href="http://facebook.com/Shed510" rel="nofollow" target="_blank">FaceBook</a></li>
<li class="twicon"><a href="http://twitter.com/Shed510" rel="nofollow" target="_blank">Twitter</a></li>
<li class="gicon"><a href="https://plus.google.com/Shed510" rel="nofollow" target="_blank">Google +</a></li>
<li class="rssicon"><a href="http://feeds.feedburner.com/Shed510" rel="nofollow" target="_blank">Rss</a></li></ul>
</div>

Kodlarda sadece renkli olarak Shed510 yazan bölümleri kendi adreslerinizle değiştirmeniz yeterli. Önizleme yapmak için kodları Buraya yapıştırarak deneyebilirsiniz.

Soru yada sorunlarınız için yorum yazabilirsiniz. Yardımcı olmaya çalışırım...

Selametle...

Parker - 2013

Filmin başrollerinden de tahmin edilecegi üzere aksiyon dolu bir film. Parker (Jason Statham) yetenekli bir hırsızdır. Ekibiyle birlikte yaptığı son operasyonda diğer ekip arkadaşlarından bir teklif alır. Arkadaşları çaldıkları parayı paylaşmak yerine daha büyük bir hırsızlık için sermaye yaparak tüm ekibin servete kavuşmasını teklif ederler. Parker bu teklifi kabul etmez. Bunun üzerine ekip arkadaşları Parker ı diskalifiye ederek ölüme terkederler. O sırada yoldan geçen köylü bir aile aracılığıyla hayatını kurtaran Parker intikamının peşine düşer. Ekip arkadaşlarının zenginlerin yaşadığı Palm Beach e gittiklerini ögrenir ve zengin bir iş adamı görüntüsüyle peşlerinden gider. Burada emlakçıda çalışan Lesslie (Jennifer Lopez) aracılığıyla (satılık ev arıyormuş görüntüsüyle) eski ortaklarının aldıkları evi bulur. Kendisinin normal bir müşteri olmadığını anlayan Lessli de yaşadığı hayattan sıkılmıştır ve parker a ortaklık teklif eder. İki ortak ekibin çaldığı mücevherleri ekibin elinden alırlar.

Özellikle Jennıfer Lopez in oyunculuğu mükemmel. Bunu yanında Jason Statham ın sürekli ağır yaralanması ve hiç bir şey olmamış gibi yaşaması, hele bir balkon da dövüş sahnesi var ki Kara Murat sahnesi gibi... 

Abartılacak bir film değil ama aksiyon severler sıkılmadan izleyebilirler.

Mutlu Aile Defteri

Kısa bir süre önce beklenmedik bir şekilde, son dakika haberleriyle hayatını kaybettiğini öğrendiğimiz Tuncel Kurtiz in başrolünü oynadığı güzel bir aile filmi. Filmin yönetmenliğini Nihat Durak yapmış.

Filmde İzmirde yaşayan emekli subay Yıldırım TAŞYUMRUK (Tuncel Kurtiz) idealist ve sert bir babadır. Çocuklarının da kendisi gibi disiplinli olmasını, askeri liseyi kazanmasını istemektedir. Ancak hayat bu konuda Yıldırım Taşyumruk un istediklerini vermez. Çocuklarından Kudret pastacı, Servet öğretmen ve kızı İsmet ise İstanbulda dizi senaristi olur. 

Yıldırım Taşyumruk çocukları evden ayrıldıktan sonra yalnız yaşamaktadır. Her ayın 1 inde düzenli olarak emekli maaşını çekmekte, üç çocuğuna 1 er piyango bileti alıp postayla göndermekte ve çocuklarına miras bırakabilmek içinde 3 altın almaktadır. Yine böyle bir günde eve giren kargayı takip ederek evin çatısına çıkar. Kargayı vurmak isterken damdan düşer ve hastanelik olur. Babalarının hastanelik olduğunu öğrenen 3 kardeş hastanede buluşur. Aslında bu olay İstanbulda dizi senaristliğinde başarısız olan İsmet in İzmir e sevğilisi İsmet le dönüşüne denk gelmiştir. Bunu fırsat bilen İsmet sevgilisinin babasına kan vermesini sağlayarak sevgilisini babasının sağ kolu yapar. Hastane dönüşü Yıldırım TAŞYUMRUK en büyük oğluna gitmek ister. Tüm aile fertleri en büyük abi Kudretin evinde bir gece geçirirler. Bir gün sonrada Kudretin pastacı dükkanını batırarak seyyar satıcılık yaptığını öğrenirler. Bunun üzerine babanın isteğiyle Kudret dedektifliğe başlar. İlk işide kendi kardeşlerinin babasından sakladıklarını öğrenmektir. Araştırmaları sonucunda kardeşi servetin Babasının gönderdiği piyango biletlerinden bir tanesiyle servet sahibi olduğunu ve bunu tüm aileden sakladığını hatta anlaşılmaması için de tüm servetini eşinin üzerine yaptığını, aile bireylerine karşı fakiri oynadığını, kız kardeşi İsmet in de eve getirdiği arkadaşının aslında sevğilisi olduğunu öğrenir. Ne varki sonunda Servet Sahibi Servet in eşi ile İsmet in arkadaşı İsmet birlikte kıbrısa kaçarlar.

Yazıyı buraya kadar okumayı başaranlar zaten filmi anlatmışsın, niye izleyeyim ki diye düşünmesinler. Ailenizle eğlenceli vakit geçirebileceğiniz güzel bir Türk filmi. Kesinlikle tavsiye ederim.

Ama Hangi Osmanlı?

Yazarın biri papaz efendiye gider ve papaz efendi bir kitap yazdım, sizce adı ne olmalı diye sorar. Papaz kitabın ismi içeriği kadar önemlidir, kitabina gizemli bir isim bulmalısın der. Yazar bir süre sonra tekrar papazın yanına gider, papaz efendi kitabımın adını CONTES koydum sizce nasıl olmuş diye sorar. Papaz gizemli olmuş ama isim aynı zamanda merak uyandırmalı der. Yazar üçüncü kez papaza gider, kitabımın adını KİM BU CONTES koydum der. Papaz iyi bir kitap isminde aynı zamanda erotizm de olmalı diye karşılık verir. Yazar dördüncü kez papaza gider ve kitabın adını CONTESİ KİM SİKTİ koydum der. Papaz güzel ama iyi bir isimde aynı zamanda dini öğelerde olmalı diye cevap verir. Yazar son kez papazın yanına gider ve elindeki kitabı uzatır ALLAH ALLAH CONTESI KİM SİKTİ...

Kitabı ilk elime aldığımda, adından olsa gerek bu fıkra aklıma geldi. Kitap genel itibariyle Osmanlı yı gerek harem yaşamında gerekse kültür hayatıyla ilgili karalama yada küçük gösterme çabalarına  cevap niteliğinde olmuş. Aslında ilk kapağı açtığımda karşıma çıkan fihrist bende ders kitabı hissi yarattı.  Çok itici geldi ama ilginizi çeken konuları bulmanızda büyük kolaylık...

Ilgimi çeken konulardan bahsedeyim hemen. Osmanlı Devletinin herkes tarafından bilinen bir arması vardı.  Peki ya Türkiye Cumhuriyeti nin?

Diğer bir konuda Türk bayrağı... Bir muhaberede akan kanların üzerine gökteki ay ve yıldızın aksettiğinin efsane olduğu,  Sultan lll.Selim zamanında ay ve sekiz köşeli yıldızın resmi bayrak olarak kabul edildiği, Sultan Mecid zamanında (1842) yıldızın beş köşeliye dönüştürülduğü bilgisi verilmiş.

Fatih Sultan Mehmet in meşhur kardeş katli nizamnamesi hakkindaki görüşler de ilginç.  Kuran ı Kerim in fitnenin adam öldürmekten daha büyük bir günah olduğunu söyleyen ayetini referans alan Şeyhülislamların fetva verdiği bilgisi verilmiş. Bir de dikkat çekici örnek verilmiş. Düşman müslümanların üzerine taarruz etmiş ve bir takım Müslüman eserleri de siper yapmıştır.  Atış yapılmadığı takdirde ülke düşman eline geçecektir. Bu sebeple siper edilen esirlere düşman niyetine atış yapılır. Bunda umumun menfaati vardır. Eğer atış yapilmazsa ülke halkıyla beraber bu esirlerde zaten öldürülecektir.

İstiklâl Marşımızında zamanında Türk kelimesinin hiç geçmemesi,  ırk tabirine yer vermesi,  istiklalini hiç kaybetmemiş bir millete istiklal marşı yazılması, edebi seviyesi düşük monoton bir şiir olması gibi nedenlerle elestirildiği hatta Kazım Karabekir in marşı ilahiye benzettiği anlatılmış. Ayrıca bugün kullandığımız Zeki bey in bestesinin o zamanlar moda olan Carmen Silva adlı valsten adapte edildiği, zeki beyin de bu hususta sessiz kaldığı idda edilmiş.

Osmanlı meraklıları için okunabilecek, ilginç bilgiler bulunan bir kitap...

Telefon Akıllı da

Efendim herşey akıllı bir telefon almakla bitmiyormuş, tecrübe ettim anladım. Hani google storeye girip begendiğimiz uygulamaları indiriyoruz, güncelliyoruz ve sıkılırsakta kaldır tuşuna basıyoruz da iş bitiyor ya... İşte o iş öyle olmayabiliyor. Hadi yüklediğim uygulama google storeden kaldırıldıysa, kaldır tuşunu neremden çıkaracam, tuş yoksa ebediyyen o programla yaşamak zorundamıyım ? 

Hayır. Sırasıyla Telefonumuzun Ayarlar Menüsü > Uygulama veya Uygulama Yöneticisi > Silmek İstediğin Program a geliyoruz. Önce programla ilğili verileri siliyoruz sonrada programı kaldır diyoruz. Bu basit bilği bana ilaç gibi geldi, belki işine yarayan çıkar.

Ooooo süpermiş !.. Ben daha fazlasını merak ettim diyen varsa https://support.google.com/googleplay/answer/2521768?hl=tr

Selametle...