Yazarın biri papaz efendiye gider ve papaz efendi bir kitap yazdım, sizce adı ne olmalı diye sorar. Papaz kitabın ismi içeriği kadar önemlidir, kitabina gizemli bir isim bulmalısın der. Yazar bir süre sonra tekrar papazın yanına gider, papaz efendi kitabımın adını CONTES koydum sizce nasıl olmuş diye sorar. Papaz gizemli olmuş ama isim aynı zamanda merak uyandırmalı der. Yazar üçüncü kez papaza gider, kitabımın adını KİM BU CONTES koydum der. Papaz iyi bir kitap isminde aynı zamanda erotizm de olmalı diye karşılık verir. Yazar dördüncü kez papaza gider ve kitabın adını CONTESİ KİM SİKTİ koydum der. Papaz güzel ama iyi bir isimde aynı zamanda dini öğelerde olmalı diye cevap verir. Yazar son kez papazın yanına gider ve elindeki kitabı uzatır ALLAH ALLAH CONTESI KİM SİKTİ...
Kitabı ilk elime aldığımda, adından olsa gerek bu fıkra aklıma geldi. Kitap genel itibariyle Osmanlı yı gerek harem yaşamında gerekse kültür hayatıyla ilgili karalama yada küçük gösterme çabalarına cevap niteliğinde olmuş. Aslında ilk kapağı açtığımda karşıma çıkan fihrist bende ders kitabı hissi yarattı. Çok itici geldi ama ilginizi çeken konuları bulmanızda büyük kolaylık...
Ilgimi çeken konulardan bahsedeyim hemen. Osmanlı Devletinin herkes tarafından bilinen bir arması vardı. Peki ya Türkiye Cumhuriyeti nin?
Diğer bir konuda Türk bayrağı... Bir muhaberede akan kanların üzerine gökteki ay ve yıldızın aksettiğinin efsane olduğu, Sultan lll.Selim zamanında ay ve sekiz köşeli yıldızın resmi bayrak olarak kabul edildiği, Sultan Mecid zamanında (1842) yıldızın beş köşeliye dönüştürülduğü bilgisi verilmiş.
Fatih Sultan Mehmet in meşhur kardeş katli nizamnamesi hakkindaki görüşler de ilginç. Kuran ı Kerim in fitnenin adam öldürmekten daha büyük bir günah olduğunu söyleyen ayetini referans alan Şeyhülislamların fetva verdiği bilgisi verilmiş. Bir de dikkat çekici örnek verilmiş. Düşman müslümanların üzerine taarruz etmiş ve bir takım Müslüman eserleri de siper yapmıştır. Atış yapılmadığı takdirde ülke düşman eline geçecektir. Bu sebeple siper edilen esirlere düşman niyetine atış yapılır. Bunda umumun menfaati vardır. Eğer atış yapilmazsa ülke halkıyla beraber bu esirlerde zaten öldürülecektir.
İstiklâl Marşımızında zamanında Türk kelimesinin hiç geçmemesi, ırk tabirine yer vermesi, istiklalini hiç kaybetmemiş bir millete istiklal marşı yazılması, edebi seviyesi düşük monoton bir şiir olması gibi nedenlerle elestirildiği hatta Kazım Karabekir in marşı ilahiye benzettiği anlatılmış. Ayrıca bugün kullandığımız Zeki bey in bestesinin o zamanlar moda olan Carmen Silva adlı valsten adapte edildiği, zeki beyin de bu hususta sessiz kaldığı idda edilmiş.
Osmanlı meraklıları için okunabilecek, ilginç bilgiler bulunan bir kitap...
Fatih Sultan Mehmet in meşhur kardeş katli nizamnamesi hakkindaki görüşler de ilginç. Kuran ı Kerim in fitnenin adam öldürmekten daha büyük bir günah olduğunu söyleyen ayetini referans alan Şeyhülislamların fetva verdiği bilgisi verilmiş. Bir de dikkat çekici örnek verilmiş. Düşman müslümanların üzerine taarruz etmiş ve bir takım Müslüman eserleri de siper yapmıştır. Atış yapılmadığı takdirde ülke düşman eline geçecektir. Bu sebeple siper edilen esirlere düşman niyetine atış yapılır. Bunda umumun menfaati vardır. Eğer atış yapilmazsa ülke halkıyla beraber bu esirlerde zaten öldürülecektir.
İstiklâl Marşımızında zamanında Türk kelimesinin hiç geçmemesi, ırk tabirine yer vermesi, istiklalini hiç kaybetmemiş bir millete istiklal marşı yazılması, edebi seviyesi düşük monoton bir şiir olması gibi nedenlerle elestirildiği hatta Kazım Karabekir in marşı ilahiye benzettiği anlatılmış. Ayrıca bugün kullandığımız Zeki bey in bestesinin o zamanlar moda olan Carmen Silva adlı valsten adapte edildiği, zeki beyin de bu hususta sessiz kaldığı idda edilmiş.
Osmanlı meraklıları için okunabilecek, ilginç bilgiler bulunan bir kitap...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder