Bu hafta sonunu hazır evde yalnızken işte yok, fırsat bu fırsat tarzında iki film izleyerek geçirdim. İzlediğim her iki filmde kayda değerdi. Bu nedenle hemen blogumuza kaydını gerçekleştirdim.
İlk film Last Love yani son aşk. Drama türünde. Özetle eşini çok seven İhtiyar Matthew Morgan eşinin ölümünden sonra Pariste yalnız yaşamaya başlar. Günün birinde belediye otobüsünde genç çaca hocası Pauline ile karşılaşır. Çocuklarıyla arası iyi olmayan Matthew ile kendisine düzenli bir hayat kuramayan Pauline nin birbirlerine yaklaşmasıyla bir ilişkinin içine girerler. Burada keselim, bu kez filmi anlatmak istemiyorum.
Benim asıl söylemek istediğim şu başroldeki adam Michael Caine yi daha önce de bir çok filmde izlemiştim. Ama bu filmdeki rolü cuk oturmuş üzerine. Özellikle de drama filmlerini sevenlerin filmden ve adamdan etkilenmemesi mümkün değil.
Fimdeki konunu yanında bir şey daha dikkatimi çekti. Parisin reklamı. Bir çok sahnede eyfel kuleli manzaralara bittim. İzlediğim paris tam bir hayal şehri. Fragmandaki şehre lütfen dikkat, eminim söylemek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Beklentinizi yüksek tutmak istemem ama drama türü seviyorsanız kaçırmayın, izleyin derim.
İkinci izlediğim Bu Nasıl Aile ise tam bir komedi filmi. Filmden bahsetmeden bir uyarı yapayım. Aile olarak izlemeyi düşünüyorsanız özellikle ilk bölümlerde striptiz sahneleri var ona göre :)
Hemen konusundan da bahsedeyim kısaca. Davit Burke adında mahalle uyuşturucu satıcısı vardır. Bide bunlara torbacı deniyor. Birgün yolda üç genç tarafından parası ve malları çalınınca mallarını aldığı büyük patrona borcunu ödeyemiyor. Patronun zorunlu iş teklifi üzerine sınırdan uyuşturucu kaçırmak zorunda kalıyor. Adamımız sınırdaki polislerin mulayim aileleri aramadığı düşüncesiyle hemen işe koyulur ve striptizci komşusu Rose, müşterisi piercin küpeli Kenny ve saf çocuk Casey ile birlikte çakma Millers ailesi olarak yola çıkarlar. Bu aykırı aile ilk iş olarak dış görünüşlerini adam ederler ve macera başlar.
Uzun zamandır bu kadar kaliteli komedi izlememiştim. Herşeyden önce mimik ve tavırlarında aşırılık yok. Sizi güldürebilmek için debelenmiyorlar. Yalnız filmde bir yere takıldım. Aktörlerimizin yolculuğu sırasında karavanları bozuluyor ve başka bir karavanla bozuk olan karavanı çekiyorlar. Ancak herkes çeken karavanın içerisinde. Teknik olarak kullanıcı olmadan çekilen karavanın öndekini takip etmesi mümkün değil.
İki filmden çıkardığım sonuç; bizim sinemamızla aralarında özellikle oyunculuk konusunda siklet farkı var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder