Marifetname


Erzurumlu İbrahim Hakkı  1703 yılında Erzurum'un Hasankale İlçesinde dünyaya gelir. Hem baba tarafından hem de anne tarafından dindar bir aileye sahiptir. Soyunun anne tarafından Peygamber Efendimize dayandığı yazılır. Baba tarafındansa Tillo da nam salmış Şeyh İsmail Fakirullah'a bağlanır. Hatta babasının ölümünden sonra şeyhine halife olur. 


Erzurumlu İstanbul'da I. Sultan Mahmut ile görüştükten sonra padişahın izniyle Kütüphane'yi Hümayun'dan faydalanır ve çeşitli konularda araştırmalar yapar. Bana kalırsa bu kitabın asıl kaynağı da bu kütüphanedir. 



Erzurumlu'nun en önemli eserlerinden kabul edilen Marifetname, yaklaşık 1500 sayfadan oluşuyor. İçeriğinin çeşitliliği yönünden tek ciltte toplanmış ansiklopediden farkı yok. İlk bölümlerde Allah'ı ve meleklerini sonrasında insanın yaradılışı ve cennetten kovuluşunu anlatıyor. Sayfalar ilerledikçe dünyanın özelliklerinden uzun uzun bahsediyor. Başka bir bölümde ise toplama, çıkarma, çarpma ve bölmenin nasıl yapılması gerektiği ve sağlama işlemlerini tek tek anlatıyor. 


Eserde benim okuma amacımı oluşturan bölüm ise insan sağlığı ve karakter analiziyle ilgili bölümdü. Ancak bonus olarak burçlar hakkında da görseller eşliğinde derin bilgilerle de karşılaştım. Doğada bulunan hangi meyve ya da sebzenin neye iyi geleceğini maddeler halinde öğrendikten sonra okkalı bir güzel kadın tarifi aldım. Yetmedi fiziki özelliklere hatta coğrafi bölgelere göre yapılmış karakter analizleri okudum.

Kitabın neredeyse yarıdan sonrası ise nasıl evliya olunur sorusuna cevap arıyor. Bol bol şeyhine atıf yapıyor. Az yemenin, az uyumanın, az konuşmanın faziletlerini derinlemesine işliyor. Sonra evliyalık yolunda ilerlenecek mertebeleri ve şeytanın vesveseleri üzerinde duruyor.  


Benim için güzel bir okumaydı. 


Son söz olarak ilgimi çeken bir kaç alıntıyı buraya bırakıyorum. Kendinize iyi davranın.


Boynu uzun olan, güzel ve sade dilli olur. Kim ki boyu kısadır, onun çok hilesi vardır. Kim ki orta boyludur, akıllı ve hoş huylu olur. Kim ki saçı sert olur, akıllı ve atılgan olur. Kim ki saçı yumuşak olur, ahmak ve arsız olur. Kim ki saçı sarıdır, kibirli ve öfkeli olur. Saçı kara olan, sabırlıdır, onu ara. Saçı kumral ise güzeldir ve sahibi bedelsizdir. Saçı az olan lâtif, bilgili ve nazik olur. Saçı çok olan kadın, onun anlayışı az olur. Başı küçük olanın aklı azdır. Ona sır söyleme. Başı büyük olanın aklı çok olur. Başının tepesi yassı ise, sahibi keder çekmez. Başının derisi parlak kırışıksız olan, mutlaka tembel olur. Alnı uzun olan anlayışlı, az ise cömert olur. Kaş arası kırışık olan, her zaman gam yüklüdür. Kulağı uzun ve bol olan, cahil ve tembeldir. Küçük kulaklı olan hırsız; orta olan doğrudur. Kaş ucu ince olanın işi gücü fitnedir. Kaşının kılı çok olan kırık ve kederlidir. Kaşı açık olan doğrudur, çatma olan hırsızdır. İnce kaş güzel olur; uzunu kibre delildir. Kaşı kavisli olan, her zaman dilber olur. Göz çukuru az ise o kibre delil olmuştur. Siyah gözü olan itaatli, kızıl gözü olan cesurdur. Gök gözlü olan zeki, elâ gözlü olan yazar olur. Küçük gözlü olan hafif; büyük gözlü olan zarif olur. Gözü yumru olan hasetçi, orta olan dost olur. Kırpık gözlü olan yaramazdır; bakışı tembeldir. Noktalı göz ok olur, değmesi pek çok olur. Tek gözlüye yakın olma, sık bakan güvenilir olmaz. Şaşıya bakma, çünkü sana eğri bakar. Güleç gözlü olan güzeldir, kirpiği sık olansa bedelsizdir. Büyük yüzlü olan illetlidir; küçük yüz kibre delildir. Yumru yüzlü olan cimridir; yassı olan güzeldir. Arık yüzlü olan borcuna sadık değildir; kalın ve etli yüzlü sevimsizdir. Uzun yüzlü olan lafla yalan söyler. Yüzü sert olanın, çoğu sözü acı olur. Yuvarlak yüzlü olan aydan daha nurlu olsa gerektir. Çünkü böyleleri güleç olur ve onu gören kâm alır. Benzi kızıl olan yazar, esmer olan zeki olur. Benzi sarı olan hastalıklı, siyahımsı olan bozgunculuğa istekli olur. Gözleri gök ve mavi olsa, ondan ırak ol. Rengi normal olan hem ak, hem kızıl olur. Burun eğer uzun olsa sahibinin anlayışı kıttır. Burnu kısa olan, çok korkak olur. Burun ucu top olan, neşeli olur. Burun ucu ağza yakın olan adamdan sakın. Burun deliği bol olsa, o, kibir ve haset dolmuştur. Burun kanatları hareketli olanda kahır ve inat toplanmıştır. Burnu geniş olan, şehvet düşkünüdür. Burnu eğri olanın fikri himmettir. Küçük ağızlı olan güzel, fakat çok korkak olur. Ağzı büyük olan cesur, küçük olan kötü olur....


Dokuzuncu Madde: Çok kullanılan ilâç ve gıdaların ad ve hükümlerini (karaşet) harflerinin sırasınca bildirir. Tıp bilginleri demişlerdir ki: Kaf — Kusa (acur), kavunun bir türüdür. Hıyar gibi uzun olur. İkinci derecede rutubetli ve soğuktur. Olmuşu güzeldir. Hararet ve safrayı teskin eder. Fakat karışımı ve bozuşumu ateş doğurur. Olmuşunun bozulması daha seridir. Koklaması baygınlığa faydalıdır. Susuzluğu keser. Sidik torbasına uygundur. Sidiği ve tabiatı yumuşatması vardır. Hıyar ise acurdan daha soğuk ve lâtiftir. Şiddetli ateşleri giderir. Sidik için oldukça faydalıdır. Az kere mide ve böbrek ağrılarına iyi gelir. Bunun düzeltilmesi tuz, bal veya zeytin yağıdır. Karanfil, ikinci derecede sıcak ve kurudur. Kalbi kuvvetlendirir, basuru kuvvetlendirir. Basuru giderir. Koklanması uyku getirir. Ravent, aç karnına iki dirhem kadar sabah içilmesi yara, kir, düşük, çarpma, karaciğer, mide, fıtık, kasık, böbrek ve sidik torbası için faydalıdır. Rezene, onun birisinin hararet ve kuruluğu üçüncü derecedir. Bahçede yetişeninin hararet ve kuruluğu ikinci derecededir. Gözü kuvvetlendirir. Karaciğer tıkanıklığını açar. Sidiği düzeltir. Soğuk su ile mide iltihabını giderir. Reybas, ikinci derecede soğuk ve kurudur. Kanı ve safrayı söker. Harareti teskin eder ve keser. Öz suyuyla sürme, göze faydalıdır. Yaraları ve safra ishalini giderir. Rumman (nar), tatlısı, birinci derecede soğuk ve rutubetlidir. Ekşisi ikinci derecede soğuk ve kurudur. İkisi, safrayı keser, dışa fazla akıntıya engeldir. Ekşisinin bal ile macunu, kulak ağrısına faydalıdır. Yeşili çok sidik yapar. Ekşisi, mide iltihabına faydalıdır. Boğaz ve göğsü sertleştirir. Tatlısı, onları kuvvetlendirir ve yumuşatır. Ateşli öksürüğe engeldir. Her türlü hafakanı kovar. İyisi sulu olanıdır. Şın — Şaîr (arpa), birinci derecede soğuk ve kurudur. Gıdası buğdaydan azdır. Arpa suyu, unundan gıdalıdır. Arpa suyunun un ile karışımı göğüs, öksürük ve yüz sivilcelerine iyidir. Şuniz, siyah tanedir. İkinci derecede sıcak ve kurudur. Sıcaklığı cilâdır. Kokusu ayrıştırıcıdır. Basuru giderir, karındaki kurtları öldürür. Keten torba içinde iki dirhem nohut ve ayranla karıştırılıp alna konursa nezleye faydalıdır. Tı — Temr-i Hint (Hint hurması), ikinci derecede soğuk ve kurudur. Mideyi kuvvetlendirir, safrayı giderir. Kusmayı teskin eder, susuzluğu keser. Tüffah (elma), onun tatlısı, normale yakın sıcaklığa meyyaldir. Onda fazladan soğuk bir rutubet vardır ki onunla şişirir. Ekşisi çok soğuk olup rutubeti azdır. Ezilmişi harareti keser...

Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

6 yorum:

  1. Son paragrafa kadar iyiydi ama nasil evliya olunur kismini gotunce bana gore degil dedim

    YanıtlaSil
  2. Aslında marifetname otuz cilt olduğunu biliyorum ve tabi içinde bizim anlayamadığımız ilimler olduğu kesin bende okumuştum bu kitabı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi ki her bölümü ayrı bir araştırma konusu. Okuyup geçmek yüzeysel anlamayı sağlar ancak...

      Sil
  3. insanlar çeşit çeşit boya posa göre karakter analizi ne bileyim yanlış geldi bana. Sonuçta Allah kısa ya da uzun yaratıyor bilemedim şimdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İmzadan ve yazıdan karakter analizi yapılabiliyor aslında. Boydan ziyade yüz ifadesinden de insanın asabi mi yoksa güler yüzlü mü olduğu da analiz edilebilir gibi. Yine de İbrahim Hakkı'nın karakter analizine çok güvendiği söylense de mantığa oturmuyor. Çünkü çok genel özelliklerden çok sert ve net sonuçlara varıyor

      Sil