Cennette Uzun Bir Kış - Barış Tuna


Cennette Uzun Bir Kış, blog sözlük kitap tanıtım ve inceleme etkinliği ile yazarı tarafından imzalanarak gönderilen ve Barış Tuna' nın da okuduğum ilk kitabı.  

Yazarı hakkında üstü örtülü bir kaç bilgiden başka elimizde bir şey yok. Ankaralı olduğunu ve çeşitli üniversitelerde dersler verdiğini biliyoruz o kadar. Öz geçmişi ya da sosyal medya hesapları gibi bilgileri paylaşma gereği duymamış.   

Romanımız beş yüz yirmi sayfadan oluşuyor ve yazı puntoları da normal büyüklükte. Yani büyük puntolarla yazılmış, sayfaları hızlı hızlı çevirebileceğiniz bir kitap değil. Bu anlamda kitap kurtlarını rahatlıkla doyurabilir ancak diğer okurları fazlasıyla korkutacaktır. 

Yazarın kalemi ise alışılmışın oldukça dışında. Cümleleri çok uzun ve kafa karıştırıcı. Bir cümle de birden fazla yargıya varıldığı sıklıkla görülüyor. Bazen aslında bunu demek istiyorum ama şunu da es geçmeyin tarzında, bazen de  betimlemelerle ve örneklerle dolu cümleleri okuyarak bir sonuca varıyoruz. 

Hint fakiri gibi dolaşan, tırnaklarına bir kere manikürcü eli değmemiş, fosur fosur sigara içmekten yüzleri ve parmakları sararmış, soluk benizli, "abi"li, "lan"lı konuşan, Tunalı' daki Avrupai kafeler dururken Yüksel Caddesi' ndeki izbe, sigara dumanlı, çayın kirli bardaklarda getirildiği, kıraathane çay ocağı karışımı kahvehanelerde ömür tüketen solcu Alevi kızlarla aynı kefeye konmamak için makyaja ve kaşlarını aldırmaya erken başlamıştı Meral
Cümlelerin bu denli uzun ve örneklemelerle dolu olması elbette okuma hızınızı düşürecek ve anlaşılırlığı zorlayacaktır. Ancak kendinizi dingin bir kafayla kitaba verdiğinizde, yazarın aslında anlatacaklarının olduğunun farkına varıyorsunuz. Karakterler ve mekanlar gözünüzün önünde canlanıveriyor. Kızların zengin erkek peşinde koşmaları, birbirlerine duydukları kıskançlıkları, zengin koca şansını kaçıranların evli ama zengin erkek avına çıkmaları, erkek çocukların cinsellikle tanışmaları, genel ev deneyimleri ve mahallenin gözde erkeğinin yaptıkları hiç bir çekince duyulmadan doğrudan anlatılmış. Burada edilen küfürler bile yerli yerine oturmuş.

Roman boyunca olay örgüsünden çok karakterlerin iç dünyasında seyahat ediyoruz. Bu anlamda anlatımı Sabahattin Ali' nin tarzına benzettim ama biraz daha farklı. Hem karakterlerin iç dünyası hem de olay örgüsü geçmiş zamanla anlatılıyor. Hatta karakterler bile içini dökerken geçmişten dem vuruyor.

Son söz olarak; ben zorların okuruyum diyenlerdenseniz farklı bir yazarla tanışmalısınız. Anlatımı ve diliyle size yeni ufuklar açacaktır.

Sevgiyle kalın.


Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

24 yorum:

  1. Güzel kitaba benziyor. Ancak anladığım kadarıyla dikkatli bir şekilde okumak lazım.
    sanırım bende blog sözlükle daha çok ilgilenmeliyim ki bu tür etkinliklere katılabiliyim :) etkinliklerden çok uzağım bu aralar :) :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şartlandırma bence kendini, nerede huzurlu ve rahatsan orada takıl :)) Tekrar olursa haber veririm ben sana.

      Sil
  2. Uğura giderken bir anda burdayım :)) Gülesim geldi kendime Bu kadar karışık bir kitap okuyamam şu aralar Sen Fulseni oku Fulseni onu yorumla :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) hoşgeldin... Uğur beyin blogunda bende gezindim bu gün ama temadan olsa gerek yazılar çok küçük görünüyordu. Sakin kafayla gidip hikayesini okumalıyım diye düşündüm sonra :)

      Sil
  3. Oldukça objektif bir yorum olmuş.Bir de, gördüğüm ve elimdeki tüm imzalı kitaplardaki yazılar, doktor yazısının bir tık üzerinde oluyor ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Aytül hanım.

      Acaba yazarlar daha karakteristik görünsün diye mi böyle savurgan yazıyorlar. Hakikaten hepsi öyle sanki :))

      Sil
  4. Okudum güzel onu söylenir düzeltir. Uğur italik olduğu için bazen benim de başıma geliyor o sorun :) Günaydın Günaydın Gün aysın :)

    YanıtlaSil
  5. Bazen hızlı yazarken tüm cümleyi düşürüyorum kendim okuduğumda manasız ve anlamsız bir yazı çıkıyor yukarıdaki yazı gibi :) Ugurun yazısını okudum Çok güzel Uğura söylenir Düzeltir bazen benimde başıma aynısı gelir Türkçe meali böyle sayın Özer bey :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben seni anlıyorum merak etme :)

      Bunun için de Uğurun canını sıkmaya gerek yok, ekranı büyütüp okuruz nolcak. Hem okur dediğin zorluklara göğüs gerebilmeli. Her şey devletten beklenmez ki :)))

      Sil
  6. Evet bencede Devletimize zeval gelmesin her şeyi süper men gibi hallederiz :=)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) her birey en az süpermen kadar olabilmeli zaten. Olamıyorsa niye yaşıyor ki :)

      Sil
  7. Ben süper kahraman olmak istemiyorum :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım bu aralar herkes gibi sen de stresli günler geçiriyorsun. İyi birinin eline sihirli değnek geçmesi lazım, yoksa bu stres bizi mahvedecek...

      Sil
  8. Aynen bu Son dakikalardan Tv açamamaktan Piyasalardan :( Hepsi sıkıcı Haklısın Bu arada müzigi değiştir artık ...Nokta atışını

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) zaman ayıramıyorum, fikir versene ne yapalım?

      Sil
  9. zaten telif haklarımı istiyorum sayın Özer :) Bak bakalım bunu beğenecekmisin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En güzeli ben seni yönetici yapayım, istediğini yap. Telif ücretini kaldıramam bu aralar :))

      Sil
  10. Oooo O zor iş mazallah Karman Çorman olur senin bloğ yazık etme yol yakınken dön dur atayım şunu Sabah kargalardan önce martıların içi geçmişken uyanıcam :)Christina Perri - A Thousand Years [Official Music Video] Zaten hep ücretimiz karambole geliyor Bu nedir bende İsyan ediyorum İşçiyim haklıyım ben kaçar :)

    YanıtlaSil
  11. Sabahattin Ali'ye benzetildiğine göre, güzel kelimesini aşan bir kitap olmalı :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hımmm, olaylara yaklaşımı öyle ama dili daha ağır. Sen kitap kurdusun sorun olmaz sanırım :)

      Sil
  12. ☺blogunuz güzelmiş takibe aldım okuugit.blogspot.com.tr ben de bloguma beklerim ☺

    YanıtlaSil