Eserin adını alt başlığıyla beraber okuduğunuzda içeriğine dair de bir çok tutarlı öngörüde bulunabilirsiniz. Muhsin Bey Yahut Şairliğin Haz...
Alfred Adler 1870 yılında Avustralya’nın Penzing kentinde Yahudi bir ailenin 7 çocuğundan 2. si olarak dünyaya gelmiş. Viyana Üniversitesi T...
Aztek toplumu bugünkü Meksika topraklarında yaklaşık 200 yıl hüküm sürmüş. Başlarda şehir devletiyken 1428 yılında Tenochtitlan, Texcoco ve ...
İlk kez okuduğum yazarlardan biri daha. İlginç bir hayatı varmış Richard Brautigan'ın. 1935 - 1984 yılları arasında Amerika'da yaşamış. Babasının kim olduğunu bilmeden zorlu bir çocukluk geçirmiş. 20 li yaşlarında polis karakolunun camına taş attığı için hastaneye kaldırılmış ve hastanede kendisine paranoyak - şizofren tanısı konularak şok tedavisi uygulanmış. Yaşamını da intihar ederek sonlandırmış.
Yazar, New York'ta bir araya gelen yazar ve şairlerin oluşturduğu Beat Kuşağının temsilcilerindenmiş. Bu kuşağın en büyük özelliği açık cinsellik, tutkulu diyalog, doğaçlama ve uyuşturucu deneyimleriyle ilgilenmeleriymiş. Yazarımızı bu kuşaktan farklı kılan en belirgin özelliği ise roman kahramanlarının çok duyarlı, kırılgan ve kaos karşısında yalnızlığa çekilmeleriymiş.
Babili Düşlemek'te yazarın belirgin özelliğini öne çıkaran ve kara mizah yüklü bir kitap. Daha ilk sayfasında içine kapanık ve çaresiz roman kahramanı Bay Card bizi karşılar. Hikayesine başlamadan sıradan bir insanın samimiyet dolu hayatına konuk olduğumuz anlaşılır.
Kıçımdan niye vurulduğumu asla anlayamayacağım. Zaten bu, berbat bir savaş hikâyesiydi. Kıçınızdan vurulduğunuzu anlattığınızda, insanlar size bir kahraman olarak bakmaz. Sizi ciddiye almazlar ama bu, hiçbir şekilde benim problemim değildi.
Her zor durumda kaldığında Babili düşleyen, belki de Babil özelinde ölümü özleyen başarısız bir özel dedektifin hikayesi, kara mizah eşliğinde kahramanlık gibi yüceltilen duyguları sorgulamanızı sağlayacaktır.
İlk kez okuduğum yazarlardan biri daha. İlginç bir hayatı varmış Richard Brautigan'ın. 1935 - 1984 yılları arasında Amerika'da yaşam...
Yazarla tanışma kitabım oldu. Kendileri sadizmin kurucusuymuş. Saygılar sunuyorum.
Kitabı içinse ne yalan söyleyeyim çok daha güçlü ve eğlenceli bir hikaye bekliyordum. Hani bizim Aziz Nesin gibi güldürürken düşündürenlerden de olsa tadından yenmezdi. Ama olmadı.
Hikaye arka kapak yazısından da anlaşılacağı üzere içine kapanıklık ve melankoli içeriyor. Normalleştirdiğimiz yaşamların dolandırıcılıktan farkı olmadığı eleştirisi var. Aslında kendimizi soyutlayarak yaşamı izlediğimizde yazarın neyi anlatmak istediği çok daha iyi anlaşılıyor.
Yaklaşık 100 sayfalık kitap bekleneni veremese de okunabileceklerden. Bunun yanında yazarın Erdemle Kırbaçlanan Kadın ve Sodom'un 120 Günü kitaplarının daha iyi olduğunu öğrendim. Belki zamanla...
Birçok dikkatsiz kadın, kendilerine bir sevgili bulmaksızın ve kocalarını da karşılarına almaksızın, her türlü cilveleşme yöntemine açıktır. Ama bu yöntemle kendilerini, bekleyen kaçınılmaz sondan daha tehlikeli bir sona sürüklerler. Bu bağlamda, sözünü açtığımız bu konuya en çok uyacak olay ise kuşkusuz Languedovc markizinin başına gelenlerdir. Aklı bir karış havada, delidolu, neşeli ve açık görüşlü nazik bayan Guissac, Aumela baronuyla yaptığı mektup alışverişlerinin bir sorun yaratmayacağına inanıyordu. Böyle düşünmesinin başlıca nedeni bu mektupların zaten ortaya çıkmayacağına olan inancıydı; hatta bayan Guissac'a göre bu mektuplar bir gün ortaya çıkacak olursa da kocasına şöyle veya böyle masumiyetini kanıtlayacağına inanıyordu. Ancak yanılıyordu...
Yazarla tanışma kitabım oldu. Kendileri sadizmin kurucusuymuş. Saygılar sunuyorum. Kitabı içinse ne yalan söyleyeyim çok daha güçlü ve eğlen...
Hoşgeldiniz
