Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken - Cemal Kafadar


Yaşadığımız topraklarda bizlerden önce kimlerin yaşadığını hiç düşündünüz mü? Osmanlılar, ondan önce Selçuklular gibi genel tarih bilgisinden bahsetmiyorum. Tarihte anlatılan olayları yaşayan bireylerden bahsediyorum. Hayat pahalılığından şikayet eden, geçim kaygısı güden, zengin olma uğraşı veren, hakkı yendiğini düşünen kayda girmeyi ve nevi şahsına münhasır olmayı başaramamış bireylerden bahsediyorum. 

Tarih dersleri de veren Cemal Kafadar hoca 1986-94 yılları arasında araştırmalarının ürünü olan dört makale ile bu konuda önümüze ışık tutmuş. Öncesinde ise hatıratlardan, günlüklerden veya kişisel yaşantılardan tarihi olayların yorumlanıp yorumlanamayacağı konusunda uzun uzun kafa yormuş. Anlatıların subjektifliğinden dem vurarak tarihi olayların objektif yorumlanıp yorumlanamayacağını değerlendirmiş. Sonrasında ise Osmanlı'nın on altı ve on yedinci yüzyıl halk yaşamına dair önemli ip uçları veren Yeniçeri Mustafa'nın şikayetinden, derviş Seyyid Hasan'ın günlüklerinden, Venedik de ölen Ayaşlı Tüccar Hüseyin Çelebi'nin ticaret kayıtlarından, Üsküplü Asiye Hatun'un şeyhlerine gönderdiği mektuplarından çıkarımlar yaparak o günleri anlamaya ve anlatmaya çalışmış.

İlk makale de Yeniçeri Mustafa, Divan-ı Hümayuna rahmetli babasından kalan arsalara abisi tarafından el konulduğu, bu tarlalarda kendisinin de hakkı olduğu yönünde şikayette bulunuyor. İlk bakışta normal gibi görünen bu durumdaki gariplik dikkatli tarihçinin gözünden kaçmıyor. Halen geçerli olan memur ve askerlerin ticaretle uğraşma yasağı o günlerde yeniçeriler için geçerliymiş. Buna rağmen tarım (dolaylı yönden ticaret) yapması mümkün olmayan Mustafa, bu tarladan payını almayı başarmış. Tabi ki gerileme devrinin ticaret yasaklı paşalarının bile kendi servetlerine servet katma peşinde koştukları düşünülünce, Mustafa'nın ki oldukça masum kalmış.

Derviş Seyyid Hasan ise günlüklerinden anladığımız kadarıyla ruhsuz. Adam karısının ölümünü hikaye anlatır gibi anlatıyor. Sonra da sabahlara kadar üzüldümlü laflar ediyor. Bana hiç güven vermedin derviş Hasan. Ama yazar olaya benim gibi duygusal yaklaşmıyor ve kadın erkek ilişkileri üzerine bir sürü çıkarımda bulunuyor.

Tüccar Hüseyin'den ise bir çok şey çıkarıyoruz. Savaşların ticaret kayıtlarını nasıl etkilediği, yeni liman arayışlarının nedenleri, Osmanlı tebaası olan farklı milletlerden hangilerinin daha fazla ticaretle uğraştığı ve ticarette hangi ülkelerin kurallarına uyulacağı gibi bir çok çıkarımda bulunulmuş.

Üsküplü Asiye Hatun ise efsane. Önceleri şeyhin birine bağlı ve üzerine düşen görevleri yerine getiriyor. Anlaşıldığı kadarıyla zikir yapıyor ve şeyhi izin verdikçe bir üst zikre geçiyor. Yedinci seviyeye geldiğinde ise birden şeyhinden soğuyor ve daha yakışıklı olan başka bir şeyhe bağlanıyor. Tabi biraz pişmanlıkta var ama genel olarak yeni şeyhinden memnun. Sürekli gördüğü rüyaları posta ediyor. Mektuplarını şeyhinden başkasının okuyamacağından emin tarzda, rüyasında onunla evlendiğini filan yazıyor. Şeyhte sevgisinin karşılıklı olduğunu yazıyor ama anlaşıldığı kadarıyla hiç görüşmüyorlar. Valla Asiye hatun doğru devirde yaşamışsın. Eğer bu gün olsaydın şeyhler o işi rüyada bırakmaz, seni harcarlardı.   

Sonuç olarak 200 sayfadan ve dört makaleden oluşan zaman yolculuğu meraklıları için okunası bir kitap.

Son olarak ise kitabın adını, Karacoğlan'ın şiirinden aldığını belirtip şiiri aşağıya bırakalım.

Sevgiyle kalın...


Kim var imiş biz burada yoğ iken
Şu yalan dünyaya geldim geleli
Tas tas içtim ağuları sağ iken
Kahpe felek vermez benim muradım
Viran oldum mor sümbüllü bağ iken

Aradılar bir tenhada buldular
Yaslandılar şıvgalarım kırdılar
Yaz bahar ayında bir od verdiler
Yandım gittim ala karlı dağ iken

Farımaz da deli gönlüm farımaz
Akar gözlerimin yaşı kurumaz
Şimden geri benim hükmüm yürümez
Azil oldum güzellere bey iken

Karac'oğlan der ki bakın geline
Ömrümün yarısı gitti talana
Sual eylen bizden evvel gelene
Kim var imiş biz burada yoğ iken

*Ağu: zehir
*Farımak: yaşlanmak, vazgeçmek
Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

14 yorum:

  1. Konusu ilgimi çekti listeme ekleyeyim. Siz de güzel yorumlamışsınız. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Ne güzelmiş. Daha önce duymamıştım bu kitabı. E kitap olarak sende mevcutsa bizim bulut sistemine ekleyebilir misin?

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel yorumlamışsınız, ilgimi çekti. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  4. tarihi hep siyasi açıdan değil biraz da halk açısından okumak zevkli olsa gerek.daha öğretici ve eğlenceli olabilir.kitabı not aldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E kitap okuyabilirim diyorsanız haftaya size de gönderebilirim.

      Sil
  5. Farklı bakış açısı tam benim tarzım beğendim. Bloğunuzu yeni keşfettim ve takipteyim kendi bloğuma da beklerim, sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  6. Bu aralar okuyamıyorum, onun üzerine okumak istediğim kitaplar yığılmaya devam ediyor, bu kitap hakkında da hiç fikrim yoktu, yorumunuz sayesinde okumak istediklerime ekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişte yaşayanların gerçek hikayelerine ilginiz varsa seveceğinizi düşünüyorum.

      Sil
  7. Ben cok merak ederim tarihte bizden önce yasayanlari 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tarihi eserlerin önünden geçerken onu yapanları ve içinde yaşananları hayal ettiğiniz oluyorsa siz de bendensiniz...

      Sil