İstanbul Hatırası // Ahmet ÜMİT


Ahmet ÜMİT' in Beyoğlu Rapsodisinden sonra okuduğum ikinci romanı. Beyoğlu Rapsodisinde beni ters köşeye yatıran sonla karşılaşınca, İstanbul Hatırası' nda daha dikkatli bir okur oluvermişim. Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi misali.

Yaptığımız girizgahtan sonra romanımızın polisiye olduğunu anlamışsınızdır sanırım. Artık mesleğinin son demlerini yaşayan emektar Başkomiser Nevzat çözmeye çalıştığı seri cinayetleri anlatıyor. Yine tarihle iç içeyiz. İstanbul Sarayburnunda bulunan Atatürk heykelinin önüne bırakılan bir cesetle başlıyor soruşturma. Aynı anda da İstanbul' un kurulduğu yıllara hayali bir zaman makinesiyle ışınlanıyoruz. Taa İstanbulun kuruluşundan günümüze doğru seyahate çıkıyoruz. Her yeni günde farklı tarihi mekanlara avuçlarına sıkıştırılan tarihi sikkelerle (madeni para) bırakılan cesetler yaptığımız hayali yolculuğun duraklarını işaret ediyor bize. Seri cinayet soruşturmasından sıyrıldığımız aralarda ise Nevzat' ın çocukluk arkadaşları Demir ve Yekta ile de tanışıyoruz. Bu üç arkadaşın da ortak arkadaşları Handan' a olan aşklarını okuyoruz. Soruşturma devam ederken de Nevzat' ın yardımcıları Zeynep ile Ali ile birlikte bir tarikatın kapısından bakıyor, sonra İstanbul' daki tarihi eserleri koruma iç güdüsüyle kurulan İstanbul Savunma Derneği üyelerini irdeliyoruz. Sonrasında ise İstanbul'daki tarihi eserlerin yaşanılır mekanlar yaparak korunması gerektiğine inanan zengin bir iş adamı çıkıyor karşımıza...

Cinayetlerin kusursuz işlenmesi ve cesetler üzerinden profesyonelce verilen mesajlar bana ütopik geldi. Bunun yanında her cinayetle İstanbul' un kuruluşundan günümüze gelen zaman yolculuğu ise okurun gözlerini pörtletecek kadar mükemmel. Sonra her bölümün başında yapılan İstanbul güzellemeleri var ki, ne kadar etkileyici olduğunu anlatmaya benim kelime hazinem yetmiyor maalesef...

Eğer polisiye seviyorsanız romanın sizi alıp götüreceğine eminim. Üstelik cep boy basımı yapılmış ve oldukça ekonomik. Endişelenmeyin, seveceksiniz :)

Sevgiyle kalın...



Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

8 yorum:

  1. Bir Ahmet Ümit daha :) Bu kitapta katili, sona yaklaşmadan çözmüştüm ben. Sen de çözmüşsün sanırım. Birde ben o İstanbul güzellemelerinden bir ara mahvolmuştum.Çok ağır gelmişti bana.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapma bee :) Bende o güzellemelerden etkilendim nedense...

      Sil
  2. Başkomiser Nevzat Çok cooll buluyorum kendilerini:) Ahmet ümitin son kitabı,da olmak üzere bende hepsi var. Hepsine mükemmel diyemesem de yinede Ahmet abimiz o bizim :) Güzel bir anlatım olmuş...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Ahmet abinizle daha yeni tanışıyorum... Bakalım daha neler yazmış. Teşekkür ederim

      Sil
  3. Hayırlı olsun yeni tanışmanıza o zaman rica ederim ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) Teşekkür ederim. Tavsiye edeceğiniz kitabı varsa alabilirim

      Sil
  4. Bab-ı Eser tek kelime ile mükemmeldir kendi nezlimce Şems-i Tebrizi ile mevlana başlar ama okumalısın Beyoğlu'nun En güzel abisi okumalısın yeni çıkardığı Elveda güzel vatanım çıktı Sultanı öldürmek daha saymıyım

    YanıtlaSil