Bir Psikiyatristin Gizli Defteri |
Kitabın yazarı aynı zamanda psikiyatr olan Dr. Gary Small kitabında stajyerliğinden başlayıp meslek hayatının sonuna kadar başından geçen sıra dışı 15 vakayı anlatıyor. Bu 15 vaka; Seksi Bakış, Kafa Üstü Duran Çıplak Kız, Elimi Tut Lütfen, Bayılan Kız Öğrenciler, Bebek Aşkı, Sessizliğin Tedavisi, Küçülen Penis, Delicesine Endişeli, Gözleri Tamamen Kapalı, Beyin Sisi, Rüyalardaki Düğün, Işıklar Sönerken, Bitimsiz Alışveriş, Aile Bağları ve Sahtekar Psikiyatris kitabın bölümlerini oluşturuyor.
Kitap bölümlerini okumak isteyenlere genel bir fikir vermesi için yazdım. Bunun yanında bende oluşturduğu duygudan da bahsedeyim: Yaşanmış hikayelerin bir kısmı 'hadi canım sende olamaz o kadar' dedirtirken bazıları 'bu da bişey mi biz Müge Anlı da anlatılanların yanında devede kulak' hissi yaratıyor.
Yazar kitabı psikoloğa gitmenin diyetisyene yada herhangi bir doktora gitmekten farklı olmadığını hatta kendi akıl hocasının bile günün birinde desteğe ihtiyaç duyduğunu anlatarak göstermek için yazmış. Dil olarak teknik terimlerin varlığı, tedavi sürecinde kullanılan bazı tıbbi terimler bende arkadan gelen psikiyatrisler için yazıldığı kanaatine varmama neden oldu. Bunun yanında psikoljik sorunların insanda körlüğe bile neden olabileceği, insanın vücudundaki bir organı, bu organ kolu bile olsa istemeyebileceği, bu psikolojik sorunun ilk aşamasının sık sık estetik ameliyat olabileceği gibi bilgilerin kafama kazınmasını sağladı. Benim için can alıcı tespit ise şu: Özellikle mesleğe yeni başlayanlar için geçerli olan ama hayatın her alanında karşılaşılan birine hayran olma duygusunun insanın kendisi olabilmesinin önünde bir set olduğu. Siz bir konuda karar verirken 'benim yerimde o olsaydı şöyle yapardı' hissiyle o kararı veriyorsanız geçmiş olsun, siz artık siz değil o kişinin kopyası olmuşsunuz...
Sonuç olarak okuma listenizde bulunması gereken bir kitap...
Kitap bölümlerini okumak isteyenlere genel bir fikir vermesi için yazdım. Bunun yanında bende oluşturduğu duygudan da bahsedeyim: Yaşanmış hikayelerin bir kısmı 'hadi canım sende olamaz o kadar' dedirtirken bazıları 'bu da bişey mi biz Müge Anlı da anlatılanların yanında devede kulak' hissi yaratıyor.
Yazar kitabı psikoloğa gitmenin diyetisyene yada herhangi bir doktora gitmekten farklı olmadığını hatta kendi akıl hocasının bile günün birinde desteğe ihtiyaç duyduğunu anlatarak göstermek için yazmış. Dil olarak teknik terimlerin varlığı, tedavi sürecinde kullanılan bazı tıbbi terimler bende arkadan gelen psikiyatrisler için yazıldığı kanaatine varmama neden oldu. Bunun yanında psikoljik sorunların insanda körlüğe bile neden olabileceği, insanın vücudundaki bir organı, bu organ kolu bile olsa istemeyebileceği, bu psikolojik sorunun ilk aşamasının sık sık estetik ameliyat olabileceği gibi bilgilerin kafama kazınmasını sağladı. Benim için can alıcı tespit ise şu: Özellikle mesleğe yeni başlayanlar için geçerli olan ama hayatın her alanında karşılaşılan birine hayran olma duygusunun insanın kendisi olabilmesinin önünde bir set olduğu. Siz bir konuda karar verirken 'benim yerimde o olsaydı şöyle yapardı' hissiyle o kararı veriyorsanız geçmiş olsun, siz artık siz değil o kişinin kopyası olmuşsunuz...
Sonuç olarak okuma listenizde bulunması gereken bir kitap...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder