"Sen uyuyabilirsin ama vicdanın asla" sloganı ve kapak tasarımının etkisiyle alelacele aldığım kitaplardandır Adalet. Öyle ki, adalet konusunda 26 yazarın denemelerinden oluştuğunu tahmin ettiğim kitabın aslında bir polisiye roman olduğunu bile okumaya başladığımda anladım. Sonrasında yaşadığım bir aydınlanmayla da aslında kitabı daha önce Kitap Güneşimin blogunda gördüğümü hatırladım.
Adalet, 26 yazarın kaleminden çıkmış ortak bir polisiye roman. Her bölüm farklı bir yazar tarafından yazılmış. Bu nedenle romanı proje olarak düşündüğünüzde, 26 yazarı bir araya getirip bütünlüğü bozmadan bir hikaye yazdırmak oldukça zor olmalı. Buna rağmen aynı öyküyü farklı kişilerin kurgulaması hikayenin seyrinin sık sık değişmesine neden olmuş. Zaten ön sözde de iyi bir okurun polisiye romanda ipuçlarından yola çıkarak katili önceden tahmin edebileceği, ancak Adalet romanında bunun mümkün olamayacağı belirtilerek okurun karmaşıklığa hazır olması sağlanmış.
Kitabın konusu benim için alışılmışın dışında. Daha hikayenin başında Thomas Rosamary kocasının ölümünden sorumlu tutularak idama mahkum edilir. Yeşil Yol filmindeki siyah devin idam sahnesini andıran acıklı ve zor bir ölümle infaz edilir. Sonrasında hikayemiz geçmişe giderek Thomas Rosamary'i idama götüren süreci anlatır. Romanın ortalarına geldiğimizde ise infazdan 10 yıl sonrasına gidilerek olayın aslının ne olabileceği sorgulanmaya başlar.
İyi bir polisiye okuru değilim ancak roman için şunları yazabilirim. Öykü ana hatları itibarıyla kaliteli bir polisiye film tadında ancak anlatıcının değiştiğini neredeyse her bölümde hissettim. Bunu haber spikerinin değişmesi gibi düşünmeyin. Çünkü yazarın değişmesiyle bakış açısı ve kurgu da değişiyor. Bazı yazarlar olayın içine girerek diyaloglarla anlatmayı seçerken bazı yazarlar olayın dışında kalarak başkalarının yaşadıklarını anlatıyor. Bu benim hikayenin bütünlüğünden kopmama neden oldu.
Son söz olarak 26 yazardan tek bir öykü okumak benim için farklı ve zor bir deneyim oldu. Siz de böyle bir deneyim yaşamak istiyorsanız ve kitap için tereddütleriniz varsa, kitabın tüm karının Lösemi&Lenfoma vakfına bağışlanacağını unutmayın.
Sevgiyle kalın...
Çok yazarlı bir kitap yazmak zor olsa gerek.Farklı bakış açıları, farklı yorumlamalar,farklı tarzlar güzel ama zor buluşmalar.Bu tarz bir kitap okumadım ama merak ettim.Kitabı not alayım.Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilİlginiz için teşekkür ederim Ebemkuşağı
SilBu kitabı 26 yazar tarafından yazıldığını öğrenince okumaya karar vermiştim. Açıkçası ben kopuklukların daha fazla olacağı düşüncesine kapılmıştım. Özellikle bölümler arasındaki geçişlerde dil ve anlatımdaki değişiklikler çok fazla olabilirdi. Ancak benim beklediğimden iyiydi. :) En azından akıcı bir hikaye vardı ve bölümler arası geçişlerde beni çok rahatsız etmemişti :)
YanıtlaSilDemek ki sen iyi bir polisiye okurusun ve olaya çok iyi odaklanabiliyorsun ama ben öyle değilim :D
SilSeviyorum ama iyi olduğumu düşünmüyorum :) Keşke iyi olabilsem. Aslında bu aralar sevdiğim tarzı bile bilmiyorum desem :)
Sil:) bazen okuma isteği sönüyor. Öyle bir dönem geçiriyor olabilirsin.
SilFarklı yazarlar tarafından devam ettirilen öykülerde mutlaka kopukluk oluyor ve ben bunu pek sevmiyorum:(
YanıtlaSilBu tarzda okuduğum ilk kitap ve kopukluğu hissettim. Başka çok yazarlı kitap varmıdır bilmiyorum ama birinin tavsiyesi olmadan okumam artık. Sizinle aynı fikirdeyim 😊
SilSanıyorum ki her bölümde yazarın değişmesi beni de rahatsız ederdi. :)
YanıtlaSilDenemek lazım, belki seversiniz 😁
SilKatkıda bulunmak için alınabilir ama 26 yazarı bilemedim O kısım biraz karmaşık geldi bana ....
YanıtlaSilHaklısın Mayıs, karmaşık biraz...
Sil