Film 90 larda çocukluklarını yaşayan iki komşu çocuğunun içlerinde yaşadıkları ama birbirlerine bir türlü açılamakdıkları aşklarını konu alıyor. Filmin 1990, 2000 ve 2010 olmak üzere üç durağı var. Film başlar başlamaz zaman makinesinde, özlemle andığımız eşsiz müzikler eşliğinde geçmişe doğru yolculuk başlıyor. İzlerken kendi çocukluğunuzu tekrar yaşıyorunuz sanki.
Komşu kızıyla konuşmak için servise erken çıkmalar, sokak oyunları, sevdiğine bir türlü açılamamanın verdiği ızdırap ve listelerin yazılıp karışık kasetlerin dolduruluğu ilk bölüm benim için filmin tamamına bedeldi aslında. Ulaş (Ulaşcan Kutlu) ile birlikte (kendi yaptığım listeler geldi aklıma) kaset doldururken, sevdiği kız İrem'in (Aslıhan Kapanşahin) kasete nasıl tepki vereceği merakla bekleniyor.
2000' li yıllara gelindiğinde ise o dönem müziğinden nefret ettiğim (hala sevmiyorum) ama "zennube" ile dillere plesenk olan Atila TAŞ'ın sahnesi damgasını vuruyor. Adamdaki özgüven ve kendine olan eleştirel yaklaşımından etkilenmemek mümkün değil. Ulaş (Sarp Apak) artık Dj olmuştur. Bir markette tesadüfen karşılaştığı çocukluk aşkının yardımıyla yeni çıkan Sezan Aksu'nun kaseti hakkında eleştirel bir yazı yazacak ve dergide kendi imzasıyla yazısı yayımlanacaktır.
2010'lu yıllara gelindiğinde ise aşıklar artık zorda olsa birbirlerine kavuşmayı başaracaklardır.
90'lı yıllara, özellikle de müziklerine ve sokak oyunlarına hayran biri olarak filmi çok daha önce izlemiş olmam lazımdı. Ve film aslında Uygar ŞİRİN'in aynı adlı romanından uyarlanmış. Nasıl olurda hiç bir yerde bu kitabı görmem... Keşke sinemada izleseydim...
Hayatınızda bir kez bile olsa, bırakın karışık kaset hazırlamayı, dinlemişseniz bile kendinizden çok şey bulacağınızdan eminim...
Filmde geçen Atilla TAŞ'ın şarkısı :))
Filmde geçen Atilla TAŞ'ın şarkısı :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder