The Host // Göçebe

Film yorumlardan anladığım kadarıyla bir kitabın uyarlaması. Tam olarak kitap kadar da etkileyici olamamış, eksiklikler varmış...

Dünyamız bilinmeyen bir düşman tarafından istila ediliyor. İstilacılarımız dünya ya bir kase içerisinde ruh olarak geliyorlar. Bu ruhların yaşayabilmesi için de insan bedenlerini ele geçirmesi gerekiyor. Ele geçirilen bedenlerde, bedeni ele geçirilen insanın bilinciyle iletişime geçilerek diğer insanlara da ulaşılmaya çalışılıyor.

İstilacılarımız artık dünyamızda kendi düzenlerini büyük oranda sağlamışlardır. İnsanların yaşanılamaz bir hale getirdikleri dünya da artık tüm canlılar birbirine ve saygılı, herkesin harfiyen kurallara uyduğu, savaşların ve açlığın olmadığı bir yer olmuştur. 

Dünya istilasına karşı koymaya çalışan da çok az sayıda hayatta kalabilen yabani insan vardır. Yabani insan olan baş rolümüz Melanie nin de bedeni de Göçebe isimli bir ruha teslim edilmiştir. Zihniyle iletişim kurarak saklanan diğer insanlara ulaşmaya çalışan istilacılarımıza karşı Melanie direnç göstermektedir. bu iletişim sırasında İstilacı ruhumuz Melanie nin sevgilisiyle olan öpüşme anısından etkilenir ve onun sevgilisine ulaşması için taraf değiştirirerek kaçar.  Ancak bu kez de yabani insanlarımız Melanie nin bedeninin ele geçirildiğini düşünerek onu öldürmek ister.

Özellikle filmin son bölümlerin de duygu yoğunluğu yaşanıyor. İlk kez zombisiz güzel bir bilim kurgu filmi izledim. Ele geçirilen insanlar üzerinde görünüş itibarıyla bir bozulma yada ölümsüzlük durumu olmuyor.  Beni filmden koparan; gökdelenlerin duvarlarına tırmanılan, kafası parçalandığı halde aya kalkıp insanları ısırmaya çalışan absürt sahnelerin olmaması da filmi daha bir insancıl yapmış...

Bilim kurgu severlerin mutlaka izlemesi gereken bir film...


Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder