İç Ses


Geçenlerde Medium platformunda hayatın anlamını sorgulayan ve yanılsamadan ibaret olduğunu savunan bir yazı okudum. Yazı özetle hayatınıza renk katmaya çalıştığınız her çaba, bir gün sizinle beraber yok olup gidecek ve sizden geriye hiç bir şey kalmayacak diyordu. Belki taa eskilerde başarılarla dolu ömür süren bir adam yaşamıştı da bu gün kimsenin haberi bile yoktu. Bırakın adamı, yok olan devletlerden ve medeniyetlerden bihaberiz örnekleriyle üzerine tuzunu ve biberini de ekiyordu.

Bu aralar bende de bir aman sendecilik aldı başını gidiyor. İngilizcem gelişsin diye kitap okumaya çalışıyordum, sıkıldım. Egzersiz yapmayı bırak, elimden gelse uzuuun bir süre tv karşısında yatay pozisyonda kalırım. Neyse 1 hafta salayım, sonra yine bir gazla gittiği yere kadar devam ederim diyorum ama inceden de tembelliğin ya da procrastination'ın (erteleme hastalığı) üzerime yapışmasından da endişe ediyorum. Ben kendimle konuşup dururken sosyal medya imdadıma yetişti. Buradaki astrolog arkadaşlar kötü gidişin sebebini merkür retrosuna bağlıyordu. Burçlardan anlamam da ilgilenmem de ama herkesin aynı sorunla boğuştuğunu duyunca inceden bir ferahlama geldi.  

Şaka bir yana ilk paragraftaki yazıyı okuduğumda benim hislerimi bana düşünce olarak ne de güzel iade etmiş diye düşündüm. Sonra da kalk Abdullah işine gücüne bak, senden Mandıra Filozofu olmaz dedim.

Yazıyı merak edenler için: Hayatın Anlamı Bir Yanılsama Mı?
Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

10 yorum:

  1. yazın kafamı karıştırdı :) merkür mü sebep yani :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum. Ayrıca anlamıyorum da. Sen bu konuya kafa yor istersen. Hem ben de aydınlanmış olurum :))

      Sil
  2. Bir çok kişide benzer durumlar var galiba...

    YanıtlaSil
  3. Her ölümlü gibi gelip geçiciyiz abi ki dünya da. ama insanın kendine yüklediği
    bir anlam olmalı bence. yoksa başıboşluk olsaydı bunca yüzyıl mağaralardan çıkamazdık.
    insan başka bir insana faydası, katkısı oranında mutlu olur. şuraya iki şey yazman bile bir fayda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi mutluluğumuz için tabi ki sevdiğimiz şeyleri şevkle yapmalıyız. İnsanlığa küçükte olsa bir faydamız olmalı. Bunların hepsine katılıyorum. Benimki sadece gelip geçici bıkkınlık ve isteksizlik (umarım öyledir). Linkini bıraktığım yazar ise varoluşçuluk felsefesine gönderme yapıyor ve çok güçlü argümanlarla saldırıyor. Bireyden öte tüm canlıların yaşam amacını sorguluyor.

      Sonuç olarak bireylerin önce kendi mutluluğunun ve başarısının peşinde koşması gerektiğine inanıyorum. Bireyin başarısı zaten çevresine ve topluma da yansıyor. Yani şu anki tembelliğimi bir kenara bırakırsak sizinle aynı fikirdeyim. Teşekkür ederim bu güzel yorumun için

      Sil
  4. Evet, belki unutulacak yaptıklarım, beni hatırlayan son insan da öldüğünde benden geriye hiçbir şey kalmayacak ve öleceğim ama olsundu. Bugün buradayım, yaşamak çok güzel, dünyaya gelme hakkı kazanmışım. Neden hakkımı boşa harcayacakmışım? Olmaz öyle şey... Bazen her şeyin boş olduğunu düşünmek insanı rahatlatıyor tabi orası ayrı. Ama benim zihnim benim evrenim. Ve ben bunu güzelleştirmeyi seçiyorum.

    YanıtlaSil
  5. Dönemsel bıkmışlık hissi normal. O yüzden hemen sorgulamamak lazım. Eğer bu bırakmışlık hissi baki kalırsa orada olaya bir el atarsın bence :)

    YanıtlaSil