2019 Yılı Blog Değerlendirmesi ve Tavsiyelerim


Gece gece uyku tutmadı. Pek adetim olmasa da hem gece yazmaya hem de 2019'da neler paylaştığımı gözden geçirmeye karar verdim. Kim bilir belki okuma ya da izleme listenize bir katkım olur.

2019'a her hafta bir kitap hedefiyle başlamıştım ama bu hedefi tutturamadım. Yine de kalın kitaplar okuma ve bir seriyi bitirmiş olma bahanesine sığınarak kendimi teselli ediyorum. Aynaya çak bir beşlik işareti yaptıktan sonra okuduğum kitapları kendi zevkime göre 1 ile 5 arasında değerlendiriyorum. Buyurun...
  • Osmancık - Tarık Buğra ✭✭✭
  • Uçurum İnsanları - Jack London ✭✭✭✭✭
  • Türklerin Tarihi - İlber Ortaylı ✭✭✭✭
  • Android ve İnsan - Philp K. Dick ✭✭
  • Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz - Gene D. Matlock ✭✭✭
  • Paris ve Londra'da Beş Parasız - George Orwell ✭✭✭✭✭
  • Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca - Yaşar Kemal ✭✭✭✭✭
  • Vakıf Serisi 1,2,3,4,5,6,7 - Isaac Asimov ✭✭✭✭✭
  • Albaya Mektup Yazan Kimse Yok - Garcia Marquez ✭✭✭✭
  • Damızlık Kızın Öyküsü - Margaret Atwood ✭✭✭✭
  • Kırmızı Pazartesi - Garcia Marquez ✭✭✭✭
  • İza'nın Şarkısı - Magda Szabo ✭✭✭
  • Aspidistra - George Orwell ✭✭✭✭✭
  • Fedailerin Kalesi Alamut - Vladimir Bartol ✭✭✭✭✭
  • Yarım Kalan Öyküler - Erdal Arslan ✭✭
  • Köpek Kalbi - Mihail Bulgakov ✭✭✭
  • Cemile ve Öğretmen Duyşen - Cengiz Aytmatov ✭✭✭✭✭
  • Beni Asla Bırakma - Kazuo Ishıguro ✭✭✭✭
  • Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar ✭✭✭✭✭
  • Gün Olur Asra Bedel - Cengiz Aytmatov ✭✭✭
  • Kağıt Ev - Carlos Maria Dominguez ✭✭✭
  • Sodom ve Gomore - Yakup Kadri Karaosmanoğlu ✭✭✭✭
  • Bitik Adam - Thomas Bernhard ✭✭✭
  • Cengiz Han'a Küsen Bulut - Cengiz Aytmatov ✭✭✭✭
  • Amcanın Rüyası - Dostoyevski ✭✭✭✭
  • Yabana Doğru - Jon Krakauer ✭✭✭✭✭
  • Kız Kardeşim İçin - Jodi Picoult ✭✭✭✭✭
  • Aşksız İlişkiler - Samuel Beckett ✭✭
  • İnsan Nasıl İnsan Oldu - E. Segal ✭✭✭✭
  • Madde 22 - Joseph Heller ✭✭
  • Eva Luna Anlatıyor - Isabel Allende ✭✭
  • Otlakçı - Memduh Şevket Esendal ✭✭✭✭✭
  • Burjuvazinin Yükselişi İmparatorluğun Çöküşü - Fatma Müge Göçek ✭✭✭✭✭
  • Mendil Altında - Memduh Şevket Esendal ✭✭✭✭
  • Yaratma Cesaret - Rollo May ✭✭
Listeyi hazırlarken tavsiye aldığım kaynaklarımla (çoğunluğunu bloglar oluşturuyor) gurur duydum. Genellikle iz bırakan kitaplar tavsiye etmişler. Hepinizi ayakta alkışlıyorum. Sağolun varolun...

İzlediğim dizi ve filmleri ise listeleme niyetinde değilim. Bu nedenle sene içinde izlediğim Sense 8, Vikingler ve Humans dizilerini tavsiye ettiğimi belirterek konuyu kapatıyorum. 

Sonuç olarak 2019 hiç de fena geçmemiş... Uzun yıllar hep beraber yazmak dileğiyle, hepinize hayallerinize ulaşacağınız mutlu bir yıl diliyorum. 

Sevgiyle kalın... 

Gece gece uyku tutmadı. Pek adetim olmasa da hem gece yazmaya hem de 2019'da neler paylaştığımı gözden geçirmeye karar verdim. Kim...

Yaratma Cesareti


Yılın son kitabını da hayalet kasabaya dönen Blog Sözlük Kitap grubunun seçkisiyle tamamlıyorum. Tabi ki kitabın ince olması ve 2020'ye sarkmaması düşüncesi tercih nedenlerimin başında geliyor. 

İçinizde takip edenler var mı bilemiyorum ama twitterden de yazdığım üzere takıntılı okudum kitabı. Topu topu 150 sayfalık kitaba çevirmen I, II, III, VI diye isimlendirerek ön söz ekleyip durmuş.  Daha bitmedi. Sayfa altlarına da bol bol dip not yerleştirmiş. Aslında kitabı okuduğumda çevirmenin çok fazla etkilendiği kitabı daha anlaşılır kılmaya çalıştığını anladım. Ama bu kadarı "ben anlatmazsam siz anlayamazsınız" huzursuzluğu oluşturmuş ve kitabın önüne geçmiş.

Kitap ise ilginç. Nedenlerini düşünmediğimiz algılarımızı anlatmaya çalışıyor. Hani çok ders çalışan bir öğrencinin rüyasında konuyu tekrarlaması gibi. Yanlış hatırlamıyorsam bir kaç bilim adamı da buluşlarını rüyasında görmüştü. Yazar ise bunu beynin yorulduktan sonra gevşetilmesine bağlıyor. Alkol alınarak rahatlatılan bir beyinden de aynı cevherlerin çıkabileceğini örneklendiriyor. Bunun yanında alkollüyken sanat eseri gibi görünen eserinizin ayıldığınızda hayal kırıklığı yaratabileceğini de ekliyor.

Sonuç olarak felsefeyle ilgilenmeyenler için ağır bir kitap. Atıf yaptığı kitaplar ve yazarlar yönüyle de tam bir ön söz niteliğinde. Buna rağmen ilginizi çekebilir ve olayları farklı açılardan görmenizi sağlayabilir...

Karar sizin. Sevgiyle kalın...  

Yılın son kitabını da hayalet kasabaya dönen Blog Sözlük Kitap grubunun seçkisiyle tamamlıyorum. Tabi ki kitabın ince olması ve 2020&#...

Esendal Hikayeleri - Mendil Altında


Memduh Şevket Esendal'ın gözlem yeteneğiyle birleşen yalın dilinin ürünü hikayelerinin ikincisi bu kitap. Yazar yaşadığı dönemde hikayelerini iki kitapta derliyor. Birinci ve ikinci kitap. Daha sonra ilk kitabının adı Otlakçı, ikinci kitabının adı ise Mendil Altında ismiyle tekrar piyasaya sürülüyor. Ayrıntı için buradan ilk yazıya ulaşabilirsiniz...

Aynı tat aynı lezzet devam ediyor. Hep gözümüzün önünde olan ve görmezlikten geldiğimiz şeyler anlatılıyor. Hiç bir şey bilmeyip bilge edasıyla ortada dolaşan insanlar, hiç bir yere varmayan konuşmalar vs. Küçük ayrıntıları fark ettirecek her şey var neredeyse...

Okuduğum bir çok kitapta, kitabın bir yerinde "ben daha önce bunu nasıl fark edemedim" aydınlanması yaşıyorum. Burada ise meclisteki bir görüşmenin anlatıldığı "Kuvvetli Hükümet" hikayesinde yaşadım bu aydınlanmayı. Konuşmacı meselenin özünü anlatmak yerine çevresinde uzun uzun konuşuyor. Böylece dinleyiciler yoruluyor, özden uzaklaşıyor ve heyecanını kaybediyor. Sahi hala tüm tartışma programlarında aynısı olmuyor mu sizce de? Hiç bir yere ve sonuca varmayan bir sürü lakırtı...

Kitapla kalın...

Memduh Şevket Esendal'ın gözlem yeteneğiyle birleşen yalın dilinin ürünü hikayelerinin ikincisi bu kitap. Yazar yaşadığı dönemde h...

Burjuvazinin Yükselişi İmparatorluğun Çöküşü


Michigan Üniversitesinde Araştırma Görevlisi olarak görev yapan Fatma Müge GÖÇEK'in Osmanlı arşivini taraması ve konu hakkında bilgi sahibi bir çok kişinin yardımıyla ortaya çıkardığı araştırmanın ürünüdür Burjuvazinin Yükselişi İmparatorluğun Çöküşü. Kitap 1999 yılında yayımlanmıştır. Çok fazla dip not ve atıf içermesiyle araştırma tezi gibi dursa da akıcı dili ve çıkarımlarıyla meraklılarını kendine bağlayan bir eser. Yazar sanki o dönemde hayattaymış edasıyla konuşan tarihçilerden çok o dönemin kaynaklarını yorumladığını gizlemeyen bir anlatımla okuyucuya ulaşıyor. Bu nedenle yazarın tarafsızlığı konusunda şüpheye düşmediğimiz gibi konuya odaklanmamız da çok daha kolay oluyor.  

Bu araştırmaya göre, Osmanlı Devleti Kapı Halkı sistemiyle yönetiliyor. Sarayda bulunan ve özel eğitilen kapı halkları, padişahın adına devletin işleyişiyle ilgili görevleri üstleniyorlar. Vergi toplamak, savaş giderleri vs. kapı halkının elinden geçiyor. Ancak zamanla imparatorluk büyüyünce sadece padişaha has olan kapı halkı sistemi diğer yüksek dereceli devlet görevlilerine de sirayet ediyor. Böylece önce padişaha doğrudan bağlı olan kapı halkları yayılarak kendi devlet adamlarının emrinde çalışmaya başlıyor ve Osmanlıda ilk burjuvazinin temelini oluşturuyor. Normal halk evlilik bağı dışında bu sınıfa dahil olamıyor. Şeyhülislamlar bile burjuvazi sınıfında ağırlığını koruyabilmek için durumunu evlilik bağlarıyla güçlendiriyor. Dolayısıyla herkes eşini dostunu devlet kademesinde bir yere getirmeye çalışıyor. Oluşan burjuvazi sınıf zamanla padişahın kararlarını bile etkileyecek kadar güçleniyor.

İmparatorluğun güçlü olduğu zamanlarda bu sınıfın zararları fark edilmiyor. Ama uzun süren savaşlar, imparatorluğun özellikle savaş teknolojisini takip edememesi ve liyakatsiz yöneticiler nedeniyle devlet güç kaybedince burjuvazinin zararları fark edilmeye başlanıyor. Burjuvazinin etkisinden kurtulmak isteyen padişah batı tarzı eğitim sistemini ülkeye getirmeye karar veriyor. Önce yurt dışına öğrenci gönderiyor. Sonra da imparatorlukta batı tarzı eğitim veren okullar açıyor. Ancak batı tarzı eğitimin doğasıyla padişahlık sistemi uyuşmuyor. Tüm engellemelere rağmen bu öğrenciler padişah karşıtı görüşlerle yetişiyor. Bunu fark eden padişah da mezun olan öğrencileri devletin uç noktalarında görevlendirerek sürgün ediyor. Sürgün ise merkezden uzak ve yetkili memurların daha iyi organize olmasını sağlıyor ve yeni bir burjuvazi sınıf doğuyor. Aynı okuldan mezun, aynı duyguları paylaşan ve aynı hedef uğruna çalışan öğrenciler de birbirlerini kollayarak güç kazanmaya başlıyor. Aile bağlarıyla oluşan burjuvazinin yerini aynı okul mezunları burjuvazisi almaya başlıyor.

Devletin iyice güç kaybetmesi ve batı ile olan ticari ilişkiler de farklı bir burjuvazi sınıfı oluşturuyor. Batı ile ticarette din, dil ve ırk bakımından Osmanlı tebaasına göre avantajlı olan azınlıklarda bir anda servet biriktirmeye başlıyor ve ekonomik güç olma yolunda ilerliyor. Bir süre sonra da devlete faizle borç verecek kadar güçleniyor.

Padişah son bir hamleyle İslam birliği idealiyle imparatorluğu kurtarmaya çalışıyor. Ancak doğuda Arapların, batıda Arnavutların ayrılmasıyla bu görüş taraftar bulamıyor. Bunun yerine eğitimli burjuvazinin Türk Milliyetçiliği fikri hızla taraftar buluyor.  Göçe zorlanan Ermeniler ve Rumların mübadele ile değişmesi bu fikri daha da güçlendiriyor. Mustafa Kemal'in önderliğindeki bu akım Kürt milliyetçiliğini ve İslam birliği savunucularını sistemin dışına iterek milliyetçilik temelinde yeni bir Türk ulus devleti kuruyor.

Eserde siyasi görüşünüze göre içinize sinmeyen yerler olabilir. Ama dipnotlarla ve kaynakçalarla beraber 365 sayfayı bulan bu araştırma bir çok konuyu daha iyi anlamama neden oldu. Konu ilginizi çekiyorsa sizi de etkileyecektir.

Sözü özü; liyakat sistemini öldürürsen devlet çöker.

Selametle kalın

Michigan Üniversitesinde Araştırma Görevlisi olarak görev yapan Fatma Müge GÖÇEK'in Osmanlı arşivini taraması ve konu hakkında bil...

Final Yapmış Efsane Dizilerden Humans


Kölelik sisteminin modern dünyadaki yansıması nasıl olurdu acaba? İşte bu sorunun cevabını robotlar üzerinden anlatan bir dizi Humans. İnsan görünümünde ve aklınıza gelebilecek her alanda modern insanın yardımcısı, köleler. 


Aslında üretim amacı doğrultusunda kullanılmak üzere tasarlanıyorlar. Bu nedenle android yazılımlarının dışına çıkamıyorlar. Ama fikrin mimarlarından bazı bilim adamlarının kaybettikleri yakınlarını robotlarla geri getirme çabası olayı başka bir boyuta taşıyor. Gizlice robotlara yüklenen yeni yazılım yayıldıkça da sentetik denen robotlar bilinçlenmeye başlıyor.


Robotlardaki bilinçlenme, insanlar gibi robotların da farklılaşmasına neden oluyor. İnsanlarla eşit haklara sahip olma isteği bazılarını şiddete bazılarını da pasif direnişe yöneltiyor. Bir kısmı da insanların arasına gizlenmeyi seçiyor.


Amerikan AMC ile İngiliz Channel 4 kanallarının ortak yapımı dizi İsveç yapımı Äkta Människor (Real Humans - Gerçek İnsanlar) dizisinin uyarlamasıymış. Toplamda 4 sezon, her sezon 8 bölüm ve her bölüm 45 dakikadan oluşuyor. İsveç yapımı diziyi izlemediğim için bu konuda yorum yapamıyorum. Ama robotlar denince aklıma hep Isaac Asimov geliyor. Dizinin senaryosu Asimov'un hayal gücünün çok gerisinde. Bunun yanında mekanlar ve oyunculuklar ise beni büyüledi. 

Drama ve bilim kurguyu bir arada sevenlerdenseniz, final yapmış efsane diziler listesine adını yazdırmayı başaran bu diziye de göz atmanızı tavsiye ederim.

Keyifli seyirler.  

Kölelik sisteminin modern dünyadaki yansıması nasıl olurdu acaba? İşte bu sorunun cevabını robotlar üzerinden anlatan bir dizi Humans....