Red Sparrow - Kızıl Serçe

Ramazan ayı boyunca uyumak, uykusuzluğa direnmek ve çalışmak dışında neredeyse hiç bir şey yapamadım. Haliyle günler uzun, geceler kısa ve benim gibi uykucu birine bölünmüş uyku yetmiyor. Bu nedenle de işe gidip gelirken okuduğum kitaplar rafa kalktı, film izlediğim siteler bir bir kapandı. 

Ama olsundu. Yine yeniden ayağa kalkmalı, yarım kalmış kitaplara sarılmalı, blogların tavsiye ettiği filmler tekrar tıklanmalıydı. İşte o gün bugündü.

Sözün özü azizim iftarı beklerken bloglarda gördüğüm bir filmi izlemeye karar verdim. Size de anlatayım. Belki ilginizi çeker de siz de izlersiniz.


Red Sparrow, 2018 ABD yapımı, aksiyon, dram ve gerilim türünde ve iki buçuk saate yaklaşan uzunlukta bir film. Kızıl Serçe olarak dilimize çevrilmiş. Başrollerden sadece Jennifer Lawrence'yi tanıyorum. Bu da benim ayıbım olsun.

Film tam anlamıyla istihbarat dünyasını gözler önüne seriyor. Hasta annesine bakmak zorunda olan eski balerin Dominika Egorova' nın gözünden ABD ile Rusya arasındaki istihbarat savaşına adım atıyoruz. Dominika, derin devlet adamı olan amcası sayesinde "serçe" okuluna gönderiliyor. Serçe okulunda yetiştirilmek istenen ajanlar bedenlerini kullanarak avını ele geçirme ve onu yönlendirme eğitimi alıyorlar. "Her insanın eksik bir parçası vardır. O parçayı tamamlarsan ona istediğini yaptırabilirsin" düsturu eğitimin mihenk taşını oluşturuyor.


Film boyunca, Dominika'nın aslında kime çalıştığını anlamaya çalışıyoruz. Bazen Abd bazen de Rusya için çalışıyor havası hakim. Ve her iki tarafa da doğru bilgileri aktararak uzun bir süre gemisini yürütüyor aslında... (Burada Jennifer'in güzelliğinin yanında oyunculuğuna da şapka çıkarıyorum.)


Ancak toplamda beş dakikayı bulmayan cinsel içeriklerin tamamının Dominika (Jennifer Lawrence) üzerinden olması, Jennifer Lawrence' nin güzelliğiyle bir şeyler yapılmaya çalışılmış havası da oluşturuyor. Bu nedenle istihbaratçıların haber sızdırma, takip ve infaz yöntemleri filmin fazlasıyla arka planında kalmış.


Tüm olumsuz eleştirilerime rağmen oyunculukların kalitesi ve öngörülemeyen istihbarat oyunları ve sonu nedeniyle izlemeye değer. Bu tür konulara meraklıysanız sıkılmadan geçireceğiniz iki buçuk saatiniz var demektir.

Keyifli seyirler. 
Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

4 yorum:

  1. "Her insanın eksik bir parçası vardır. O parçayı tamamlarsan ona istediğini yaptırabilirsin"
    sözü çok etkileyici. Daha çok zaafları kullanma şekli gibi algılasam da cümleyi iyi yönde de kullanılabilir. Tarzım olmasa da merak uyandıran bir film. Paylaşım adına teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O cumle harika bir tespit değil mi ama... Güzel yorumun için ben teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Jennifer i severim, not aldim 😊

    YanıtlaSil