Beyoğlu Rapsodisi // Ahmet ÜMİT


Beyoğlu Rapsodisi' ni elinize aldıysanız üç arkadaşın hikayesini okuyacaksınız demektir. Selim, Kenan ve Nihat. Hikayenin tamamı Selim'in ağzından aktarılıyor. Bu nedenle olsa gerek bende günlük okuyormuşum hissi oluşturdu. 

Selim'in anlattığına göre üç arkadaş Galatasaray Lisesinde okurken okulun izci takımında tanışıyorlar. Selim ve Kenan varlıklı ailelerin çocuklarıyken Nihat üç arkadaşın içinde fakir olandır. Selim ve Kenan ise hem okul yıllarında hem de daha sonrasında Nihat'ı maddi olarak sürekli desteklemektedir. Selim Mimarlık fakültesini bitirdikten sonra eğitimin aldığı işi yapmak yerine babasından kalan tekstil fabrikasının başına geçer ve işlerini geliştirerek AZYA isimli bir markaya dönüştürür. Gülriz ile evlidir ve Burç isminde down sendromlu erkek çocukları vardır. Kenan Hukuk fakültesini bitirdikten sonra Selim gibi baba mesleğini devam ettirmeyi seçer ve sigorta acentesinin başına geçer. Hovarda bir karakter. Nihat ise iki arkadaşının yardımıyla kitapçı dükkanı açar. Kendini yazar zanneden Melek ile evlidir. Melek diğer iki arkadaşa kaba davrandığı gibi Nihat' ı da sürekli ezmektedir.

Kenan' ın fotoğrafçılığa ilgi duymasıyla asıl hikayemiz başlıyor. Kenan' ın açtığı sergiler fotoğrafçılar aleminde ve basında ilgi görmeyince ilginç bir fikir buluyorlar. Daha önce işlenmiş cinayetleri canlandırdıkları fotoğraflardan sergi açmak. Bu canlandırmalar sırasında üç arkadaş bazı cinayetler arasında benzerlikler olduğunu fark ediyor. İki arkadaş Kenan' ı vazgeçirmeye çalışsa da Kenan cinayetlerin peşini bırakmıyor.

Selim neredeyse kitabın yarısına kadar geçmişten bahsediyor. Anlatımları sırasında hiç görmediğim Beyoğlunu, sanki sokaklarında geziyormuşum duygusunu oluşturacak kadar güzel tasvir etmiş. Hikayenin sonu ise beni ters köşe yapmayı başardı. Hatta internette kitap hakkındaki yorumlara bakana kadar dahiyane bulmuştum. Ben okumadım ama son Agatha Cristie' nin  bir romanıyla aynıymış...

Romanın dili oldukça akıcı. Hiç sıkmıyor. 

Keyifli okumalar...


Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

16 yorum:

  1. Ahmet Umit'in okudugum ilk kitabidir kendisi. Bu kitabi okuyunca onyargilarim yikildi. ilk defa bir Turk yazarin gerilim kitabi yazabilecegine ikna oldum.Sonunu cok begendigim kitaplardan. Kisacasi Ahmet umit okunmali :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende bu kitapla başlamış oldum. Devamı gelecek :))

      Sil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok merak ettim şimdi. Ne yazmıştın acaba :))

      Sil
  3. aynı yorumu net kesildiği için iki kere göndermişim de :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) bende bir sürü şey geçirdim aklımdan, 3 sezonluk dizi oldu :)

      Sil
  4. Ahmet Ümit mi. Ahmet Ümit ismini duyunca burada bittim :) Ne çok severim kendisini de romanlarını da. Biraz tarih ve polisiye oluyor ya kitapların da bu birleşimi seviyorum. Bir çok kitabını okudum zaten.
    Beyoğlunda geçen bir çok kitabı var, kendisi de orada yaşıyormuş. :) Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin gibi hayranı çok. Ntv deki programda güzel. Öyleyse okumaya devam :) Teşekkürler

      Sil
  5. Patasana'sını şiddetle tavsiye ederim :D

    YanıtlaSil
  6. Yazarın iki kitabını okudum ben de en çok Patasana'yı beğendim :D

    YanıtlaSil
  7. Benimde okuduğum ilk romanıdır, özellikle beyoğlu tasfirlerini çok beğenmiştim. Yorumları görünce Patasana'yı da bir hayli merak ettim :)

    YanıtlaSil
  8. Ahmet Ümit' in neredeyse tüm kitaplarını okudum. Bu da çok çok güzel bir kitap. Beyoğlu' nu da çok güzel tasvir ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul Hatırasını okuyorum şu anda. Bu kitabın tasvirleri de etkileyici. Teşekkür ederim Turgay bey

      Sil